Cadı Gelenekleri
Pagan topluluğunda, pek çok sayıda Wiccanlığın, NeoWiccanlığın ve Paganlığın altında gelenek ya da inanç sistemleri vardır. Cadılığa kendini kaptırmış, yeni başlayan kişiler karşılarındaki bu pek çok yolu ve geleneği görünce şaşırabiliyor. Bazıları size doğru gelebilir, bazıları gelmeyebilir. Gelenekleri öğrenmek aralarındaki farkları görmenize yardımcı olacaktır. Yinede size uygun bir gelenek var ve tek yapmanız gereken onu bulmak. Ben buraya 60 tane gelenek yazacağım ama yinede daha fazlası olduğunu unutmayın. Bazıları diğerine göre daha hoşunuza gider, ben sadece seçim konusunda sizlere yardımcı olmaya çalışıyorum.
Peki hangi tip cadı olduğumuzu nasıl anlarız? Cadı olmanın en iyi yanlarından birisi de nasıl bir cadı olmanız gerektiğini seçebiliyor olmanızdır. Belirli bir geleneğe sahip bir ailede doğmadı iseniz, hayatınıza katmak istediğiniz geleneği kendiniz seçeceksiniz. Bu tamamen kişisel bir seçim.
1. Afrikan Cadılığı
Afrika kıtasında, cadılık ülkeden ülkeye büyük bir farklılık gösteriyor. Bu yüzden basitçe "Afrikan Cadılığı" olarak özetlemek fazla basit olacaktır. Şifacılar, falcılar ve kara büyü pratisyenleri mevcut. Ayrıca cadı buluculuğunu iş olarak yapan, cadıları bulan, öldüren ya da cadılıkla suçlayan insanlar da mevcut. Bazı bölgelerde cadılar iyileştiren, iyi insan olarak görülürken, bazı bölgelerde 'cadı' kelimesi bile ölüm fısıltısı gibidir. Cadıları kötü insanlar olarak gören, sadece insanlara zarar veren kötü yaratıklar olarak bile düşünen pek çok insan var. Bu çok uzun bir konu, eğer ilgiliyseniz her ülkeye göre araştırmanızı tavsiye ederim.
Hristiyanlıkta, Cadıʼlar kara büyücüler olarak anılırlardı. Kongo ve Orta Afrikaʼlılar Cadı güçlerinin başkalarına her kötülük yaptıklarında ve yaşlarının ilerlemesi ile artığını düşünürlerdi. Bu güçlerin ise karınlarından veya hayvan yardımcılarından geldiği sanılmaktaydı. Onlara kara büyücü, sihirbaz veya efsuncu derlerdi.
Pek çok Afrikan kültürüne göre ise cadılar yarattıkları kötülüğün, hastalığın farkında değiller ve bilinçsizce yapıyorlar, kindar dürtülerini dizginleyemiyor. Bu yüzden cadılığı suçlamak çok kolaydı. Salgın hastalıkların var olmasının sebebinin cadılar olduğu düşünülmektedir. Eziyetin etkileri ile beraber, cadılığa evet demiş insanların olduğu bu dünyada, Afrika'da pek çok çarpıcı rapor bildirildi. Bu suçlamalar, eziyetler ve daha bir sürü kötü muamele bizim gördüğümüz kısım bile değil. Yinede tıpkı Asya'daki ve modern Avrupa'daki arkadaşlarımız gibi Afrikalılar da bu mantıksız düşüncelere inanmıyor. Örnek olarak cadılığa inanan bir çiftçinin eğer evi yıkılırsa, bunu yapının dengesizliği gibi nedenlere bağlar, doğrudan cadılığa değil. Eğer bir sal batarsa, üzerindeki bir delikten dolayıdır. Eğer mantıklı bir açıklama yoksa, cadılık o zaman söz konusu olur. Yine hasta bir Afrikalı hem diplomalı bir doktora hemde bir cadı doktora başvurabiliyor. Diplomalı doktor daha görünürde olan hastalıkları iyileştirirken, cadı doktorlar daha saklı hastalıkları tedavi ederler. Tabi yine supernaturaldan uzak durmayı tercih eden insanlar da vardır. Kişiyi tedavi etme aşamasında, örnek olarak, hastalara ilaç yerine geçebilecek muskalar verilir ya da fal bakılır. Benzer olarak Navajolar (Amerika'da yaşayan Afrika kökenli millet) ve yine cadılar kendilerini kum çizimleri ya da ilaçları ile korurlar. Eğer bu önlemler işe yaramazsa, o zaman cadının kötü büyüyü iyileştirdiğini düşünürler. Dahası, tıpkı antik zamanlarda ve modern batıda olduğu gibi Afrika'daki modern insanlar da cadılığın gerçekliğini kabul etmiştir ve onu doğaüstü güçler, kehanet ve ruh büyü sistemi olarak görmekten vazgeçti. (Bazen TRT Belgesel'de Afrika'daki cadılar ile ilgili belgeseller çıkıyor ilgiliyseniz bir bakmanızı tavsiye ederim. Genelde toplumun cadıyı nasıl gördüğünden bahsediliyor.) Bazı Afrikalı insanlar arasında cadılık ne iyi ne de kötüdür. Geleneksel ve modern Afrika liderleri bazen yanlarında onları koruması için cadı doktorları bulundurur. Bu iyi ve kötü arasındaki belirsizlik etik mantığa bağlıdır. Psikodinami de burada ortaya çıkıyor.
Araştırmamı yaparken ise bir haber yazısına denk geldim; "Afrikalı Amerikan kadınlar cadılık için Hristiyanlığı terk ediyor " şeklinde. Bu haraket kiliseye geçmişi hatırlatan bir çağrı olarak görülüyor. Pek çok siyahi kadın toplandı ve toplantılarının ana fikrinde atalarının geleneklerinin izinden gitme uğruna Hristiyanlığı terk ettikleri vardı.
Afrikan Amerikan Cadılığın çıkış yeri ise Batı Afrika, Yoruba, atalarına saygı gösteren ve ulusal kahramanlarına, tanrılarına tapınan bir din geleneği. Bu gelenek köle olan gelen siyahiler eşliğinde Batı dinleri, katolizm gibi, ile birleşti. 19. yüzyıl başlarında Küba Santeria, Brezilya Candomblé, Haiti Vodousu ve diğer senkretikler (farklı din, kültür veya düşünce okullarının birleşimi) ortaya çıktı. New Orleans gibi şehirlerde ise voodoo ve hoodoo popülerleşti. Modern Afrika'lı cadılar Yoruba geleneği üzerinde çalışır. Ataları için sunaklar hazırlar ve onlardan yardım, tavsiye ve kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak her şeyi dilerler.
Yinede Afrikan Cadılığı çalışan beyaz bireyler bazen bu sistemi anlayamayabiliyor. Bir Siyahi Amerikan cadı olan Yansa, " Beyaz kadınlar şu günlerde cadılığı ve meclisleri eğlence olarak görüyor." diyor. "Ama bizim geleneğimizde cadılar tamamen bir cadı olarak başlatılır. Tipik olarak öğreti ağızdan ağıza anlatır ya da büyüklerin eğitimi ile öğretilir. Genç cadılar kendilerini dijital dine dayandırdıklarından bu geleneği anlamıyorlar."
Dinse çoğu Afrika Bölgesi boyunca aile hayatından ayrılmayan bir parça, bu yüzden büyük din çeşitliliği mevcut. Örnek olarak Sudan Nuerleri, Tanzanya Masaiları ve Kenya gökyüzü ve yağmurla ilişkili tanrıları merkez yaptılar. Atalara saygı göstermekle alakalı bir gelenekleri yok. Yinede Nijerya Yorubaları atalarına büyük saygı duyar, onların ilahlığa eriştiğine inanır. Kamerun Kakaları yaratıcı tanrıya inanır ve ölü ruhlara karşı derin saygı duyarlar, evler tapınaklara sahiptir. Gana Ashantileri tılsımlara ve muskalara inanır. Zulular ise tanrıçalara saygı konusunda biraz farklıdırlar. Dünyanın güzellikleri ile birlikte tanrıça ile ortaklık kurarlar. Batı Afrika'da pek çok yönden Wiccaya benzer çalışmalar vardır, Kongo gibi. Avrupa Wiccasına benzeyen şamanistik bir gelenek vardır. Şamanlar Mganga ya da Mufumu olarak bilinir ve aynı zamanda yerel hekim, avukat, falcı, kötü ruh kovucu ve liderdir.
Afrikalı paganlar taştan, odundan tapınak yapmak yerine doğal tapınakları tercih ederler. Kutsal bir bölge mevcut olabilir de olmayabilir de. Yinede Nijerya Yorubaları askeriye gibi büyük tapınaklar yapar.
Tıpkı Wicca'daki gibi, hayvan yaşamı dinde kutsal bir yer ediniyor. Kuzey Afrika'da, Antik Mısır'da, pek çok ilah belirli bir hayvan ile ilişkilendirildi. Afrika boyunca yılanlara tapınma, özellikle de piton, yaygındır. Doğu ve Batı Afrika'da piton tapınakları mevcuttur. Pek çok Afrikalı cadının familiarı vardır. Kuanyama Bantu cadıları baykuşları ve çakalları kullanır, diğerleri yarasaları ve sırtlanları kullanır.
2. Altın Şafak Hermetik Cemiyeti
Altın Şafak Hermetik Cemiyeti (Hermetic Order of the Golden Dawn), 1888 yılında İngiltere'de kurulan okült, majikal, mistik ve ezoterik öğretileri içeren inisiyatik bir cemiyettir. Dini simgeler ve ruhsal kavramlar önemli rol oynamış olsa dahi Altın Şafak Hermetik Cemiyeti dini bir yapılanma değildir. Bu cemiyet, büyü ve ruhi gelişimle ilgilenen ve 20. yüzyıl batı okültizmini en çok etkileyen örgütlerden biridir. Wicca ve Telema gibi halen devam eden büyü cemiyetleri, Altın Şafak geleneğinden meydana gelmişlerdir. "Altın Şafak "maji sistemi" hem ritüel ve kehanetin pratik hususlarında, hem de soyut metafizik kavramlarda öğrencileri eğitmek için bir araçtır. Altın Şafak malzemesi ağırlık olarak Batılı Yahudi-Hıristiyan, Grek ve Mısır kökenlidir ama yıllar içinde bazı doğu kavramlar da sistemine sızmıştır. "Hiyerarşik" veya "Matrikular" bir sistemdir. Bu demek oluyor ki, bazı bilgiler okült talimlerinde belirli bir seviyeye erişmiş öğrencilere ayrılmıştır. Altın Şafak, ritüel maji, kehanet, simya ve felsefe ile ilgili günümüze dek benzeri görülmemiş ezoterik bir bilgi külliyatını üretmiştir. Kaos Büyü ve Gardnerian Wicca gibi görünüşte son derece farklı geleneklerin kökenlerini Altın Şafakta bulmak mümkündür. Cemiyetin üç kurucusu Dr. William Robert Woodman, William Wynn Westcott ve Samuel MacGregor Mathers masondu ve bir mason uzantısı olan İngiliz Gülhaç Topluluğunun (Societas Rosicruciana in Anglia - S.R.I.A.) bir üyesiydiler. Altın Şafak Hermetik Cemiyeti'nin etkilendiği gelenekler Hermetizm, Hristiyan Mistisizmi, Kabbala, Mısır Paganlığı, Maji, Astroloji, Masonluk, Simya, Teozofi, Fransız okültist Eliphas Levi ve Ortaçağ büyü metinleriydi. Cemiyet hakkında çok detaylı bilgiler vermeyeceğim, diğer kaynaklarda yeterince bilgiler mevcut.
Öğretileri Kabala, Büyü, Astroloji, Tarot, Enokyan Sistem, Simya, Remil vs. içerir. Bu öğretiler farklı kökenlerden gelir, Remil, simya, astroloji, büyü önemli ölçüde veya tamamen Araplardan gelmiştir, Tatva sistemi Hint kökenlidir, bunun dışında eski Mısır Tanrıları, Grek büyüsü, Yahudi Kabalası, Hıristiyan Gnostik öğretiler bulunur. Ayrıca Anadolu'nun da parmağa yok değildir, Hermetik Külliyatı Corpus Hermeticum Harranlı Sabiiler tarafından korunmuştur. Harranlılar Altın Şafağın majikal sisteminde önemli bir yer kaplayan astrolojik ve gezegensel büyüyü aktarmıştır. Ayrıca Gül Haçlıların İslami kökenleri olduğu söylenir.
3. Animist Cadılık
Animizm ya da Canlandırmacılık doğanın bir bütün olarak ve her varlığın teker teker maddi varlığının ötesinde bir de ruha sahip olduğunu,enerjilerini, kabul eden görüş. Doğada insan ruhuna az çok benzer ruhlar bulunduğunu kabul eden, Felsefede her nesnenin bir ruhi varlık veya ruh tarafından yönetildiğini kabul eden sistemdir. Animizm modern cadılıkta evrene en yakın olabileceğiniz inançtır. Çünkü animizmde bitkilerden, dahi lokilerden, ruhlarla çalışmadan bahsediyoruz.
Animizm özellikle Afrika ülkelerinde (Kenya, Kongo, Benin, Botsvana, Madagaskar, Gine Bissau, vs.) yaygın olarak benimsenmektedir. Ayrıca O Du halkı animisttir. Animist Cadılıkta çalışmalar bu ruhları çağırma üzerine yapılır. Çoğu pagan dinleri animizm üzerinde bir dereceye sahiptir. Örnek olarak Druidlerin kutsal bahçelerine diktikleri belirli ağaçları vardı. Yerel Amerikanların inancı çoğunlukla animistiktir, şamanlar ruhlarla iletişim kurar, bedenlerinin içine girmelerine izin verir ve diğer insanların ruhlarla konuşmasına yardımcı olur. Onlardan hava durumu için bilgi alırlar, aynı zamanda mahsuller ve diğer şeyler. Diğer yaygın Animist inanç ise Shinto'dur. Shinto Japon kültüründe çok büyük bir yer edinir ve bu din de ağaçtan, hayvandan, kayaya kadar her nesnenin ruhu olduğuna inanılır.
Tabi çoğu gelenekte olduğu gibi Animizm de de din o kadar önemli değildir. Animist olmak için tanrılara inanmanıza gerek yok, basitçe ruhların varlığına inanılır. Yine aynı şekilde ruhlarla çok yoğun bir şekilde iletişimde olmanıza gerek yok, bu inancı kabul etmek demek bir kahve sehpası ile sürekli konuşmak demek değildir.
Tabikide başka pek çok neo-pagan animistik fikirlere sahiptir, sadece başkalarının inançlarını ödünç almıyorlar. Çünkü bir çok pagan için doğayı, çevreyi, habitatı sevmek çalışmalarda önemli bir yer edinir. Ruhani yaşamın etrafı çevreleyen güçlerin farkında olmak, bu şeylere tekrar saygı duymamızı hatırlatır. Etrafımızdakiler değerlidir ve değerli olanlar saygıyı hakeder.
Şimdi ise Animist çalışmalardan bahsedelim. Animist dinler ruh çağırmaktan daha fazlasıdır. Yinede, goetikten (iblis ya da melek çağırma) farklı olarak tüm animistler ruhları memnun etmek için çalışır. Ve onları memnun ettikleri zaman taleplerinde bulunabilirler. Bu her zaman bir işbirliği olarak gerçekleşir. Çalışmaları yapmanın pek çok yolu vardır, bu dinin çalışma şekline bağlıdır. Ruhların bedene girmesine ve trans durumuna geçmenin pek çok yolu var. Neredeyse her din transa geçme inancına sahip. Meditasyon, rüyalar ve hemen hemen her türlü büyüsel enerji çalışması, hepsi zihnin katmanlarına ulaşmak için kullanılan yöntemlerdir. Bilinçsiz kontrol durumuna ulaştığınızda, yani bedeniniz hareket ediyor ama zihniniz biraz daha geri adımdayken, ruhların bedeninize girmesine izin verin ve onu kullanmasını. Onlardan öğrenebilirsiniz, isteklerde bulunabilirsiniz, geri dönüş olaraksa onlara güveneceksiniz ve canlı olmanın, hareket edebilmenin tecrübesini yaşatacaksınız. Fakat sakın onların sizi kontrol etmesine izin vermeyin. Onları zihninize davet etmek önemli bir adım, kendi güvenliğiniz daha önemli bir adım.
Animizmi kabul etmek basit bir şeydir fakat onu çalışmalara dahil etmek o kadar da kolay değildir. Yinede zaten farkında olmadan animistik görüşü çalışmalarda kullanıyoruz. Bir büyü yazarken, malzemeleri seçerken anlamlarına, karşılıklarına bakarız, dahası enerjisiyle ilgileniriz. Enerji nedir, enerji ruhtur. Büyü yaparken de bu nesnelerin kişilikleri ile de çalışırız.
Ruhlar ile çalışmak demek yapılacak çok şey var demektir. Bazıları, örneğin yeşil cadılar, bitkilerin ruhu ve dahi Loki gibi belirli ruhlarla çalışır. Doğru ya da yanlış diye bir şey yok, basitçe ne ile çalışmak isterseniz, ne ile çalışınca rahat ederseniz onunla çalışın. Istediğiniz kadar ruh ile birlikte çalışabilirsiniz. Hangi tip büyünüze yarar sağlayacağını düşündüğünüz ruhlar ile çalışabilirsiniz. Bazı ruhlar ile çalışmak daha kolaydır ve diğer ruhları uzak tutabilir. Ruhlar bizlere kitaplarda bulamayacağımız bilgileri öğretir, büyülerimize güç katar.
4. Arthur Cadılığı
Kral Arthur ve Yuvarlak Masa Şövalyeleri efsanesi dünya boyunca yayılan, romanları TV programları olan bir efsanedir. Kral Arthur hala alçakgönüllüğü ile hatırlatırken Merlin bir öğretmen olarak aklımızda. Bu karakterlerle çalışırken sınır yoktur, kural yoktur. Arthur hikayelerinden, efsanelerinden bahsederken kesin bir noktaya odaklanamayız. Çünkü çok fazla hikaye ve kitap var. Sir Thomas Malory tarafından yazılan Le Morte D'Arthur bu hikayelerin en bilindiğidir. Bazıları bu kişileri gerçek tanrılar, yol gösterici olarak görür. Rahat olmanızı ve sizi ne çekiyorsa ona yönelmenizi tavsiye ederim ama tabiki mutlaka araştırın. Sonuçta nasıl bir cadı olacağımızı kendimiz seçeriz.
Arthur onuru ve sevgisi ile anılan bir adamdır. Çoğunlukla kırmızı ve altın renkleri ile resmedilir. Armalarında ise genellikle ejderha ya da aslan görürüz ki bunlar da cesaret ve güç sembolüdür. Bu yolu seçmiş pek çok cadı için de Merlin saf büyünün kendisidir. Kendisi bilgeliği getirir ama bunu gizemli içinde saklar. O bir eğitmendir, bir akıl hocasıdır. Genellikle mavi cübbeli uzun sakallı yaşlı bir adam olarak resmedilir. Her zaman etrafında bulunan ejderhaysa beş elementi temsil eder ve kristal küre de mistik bilgiyi gösterir. Morgan Le Fay ya da Morgana büyücülerin en iyisi rölünü üstlenir. Çocukluğumdan beri ona hayranım, cadılık keşfimde önemli bir karakterdir. Kendisi genellikle koyu kıyafetler ve karanlık bir tema ile resmedilir. Kadınsı gücü ve korkusuz büyü çalışmalarını temsil eder. Büyü, tılsım, iksir yapmaya gelindiğinde çalışılabilecek iyi bir karakterdir. Her ışığın ardında gölge vardır, dünyanın kendisi bile güneş ona dokunana kadar karanlıktır. Morgana çok nazik olabilir, çok şeytani olabilir ya da ikisini dengeleyebilir. Gölün Leydisi:Nimue. Tablolarında çok güzel çizilen bir tanrıdır. Kendisi ne iyidir ne de kötü, doğanın kendisidir. Göl ile olan bağı bizlere su elementinin tüm formlarını getirir. Excalibur'u tutar ve Arthur'a hediye eder. Kılıcın kendisi gücü ifade eder. Bir silah olsa da başkalarına zarar vermek için kullanıldı. Gücü iyiye ya da kötüye kullanılabilir ama bu kılıcı iyi ya da kötü yapmaz, kılıcı tutanı yapar.
Eğer bu konuya ilgiliyseniz sizler için bir kaç kaynak kitap buldum.
5. Astarte Cadılığı
Astarte Antik Filistin ve Suriye'de MÖ 1200-200 yılları arasında özellikle Tyre, Sidon, Elath kentlerinde tapınılan aşk ve bereket tanrıçasının adı olup, erkekliğin sembolü Baal'a karşıt dişiliğin sembolüdür. Filistin'de (İsrail, Lübnan) Aştoreth, Suriye'de Astarte adlarıyla bilinmekte. Günümüzde İbranice uzmanlarına göre, Tevrat'ta sık sık sözü geçen Aştoret, Astarte adı ile "utanç" anlamına gelen İbranice boşet sözcüğünün kasıtlı bir birleşimidir ve İbranilerin, bu tanrıçaya tapınanları aşağıladığını gösterir. Astarte'ye adanmış kült yerleri daha sonra Yoşiya tarafından yıkıldı. Kenanlıların "buhur yakıp takdimeler döktükleri" Gökler Kraliçesi de Astarte idi. Bazı akademisyenler Astarte'nin Bakire Meryem figürünün prototipi olduğunu iddia etmiştir. Sir James Frazer 'Altın Dal' (Golden Bough) adlı eserinde, Eski Mısır ve Suriye'de güneş takviminde 25 Aralık'a denk gelen gün Astarte adına yapılan festivallerden yola çıkarak, bu tarihte tanrıçanın doğum yaptığını bu tarih ve geleneğin Yahudi folklorunda Meryem'e dek yaşatıldığını yazmıştır. Ras Şamra yazıtlarında Aştart olarak Baal'ın eşi olan bir bereket tanrıçası olarak anılan tanrıça Mısır'da atlı ve silahlı olarak tasvir edilmiştir. Yunanca'ya Astarte olarak çevrilen tanrıçanın adına bu formda Mısır, Sidon, Kıbrıs, Fenike ve Philistia'da ki yazıtlarda rastlanmıştır. Astarte, alevden yapılmış bir elbise giyen, kılıç ve ölüm getiren oklar ile 2 yılan taşıyan genellikle küçük göğüslü, arkasında dişi aslan, ayna ve nilüfer çiçeği ile birlikte tasvir edilmiştir. Tanit'in hatta kimi yazarlara göre Aphrodite öncülü olması muhtemel tanrıçanın Arap tanrıçası Allat ile bağlantısı ise oldukça tartışmalı bir teoridir. Genellikle çıplak olarak tasvir edilen Astarte, Mısırlılarca elinde ok ve yay taşıyan bir çeşit savaşçı tanrıçaya dönüştürülmüştür.
Cadılık uygulamalarına dair pek bir bilgi bulamadım. Ama genel olarak Astarte'ye sunak hazırlayabilir, onu onurlandırabilirsiniz. Öğretilerini ve yolunu takip edebilirsiniz.
6. Ata Cadılığı
Ata cadılığı birinin atasına bağlanmaya odaklanan bir cadı geleneğidir. Ata cadılığı Hoodoo'ya benzer olarak ağırlıklı atanın rehberliğine, korumasına ve büyülerde yardımını içerir. Ama Hoodoo ile tamamen aynı değildir. Hoodoo'da atalar onurlandırılır, Ata Cadılığı ise pratisyenin kişisel atasından baz alır. Bu da demektir ki atanız ile günlük iletişime geçersiniz. Ritüel ya da büyü yaparken yardım alırsınız. Ama bu Ata Cadılarının hiçbir zaman tanrılardan yardım almadığı anlamına gelmez yinede ata daha önemlidir.
Ata ruhlar ilah ruhlardan daha farklıdır. Onlardan yaşam hakkında bilgi ve tavsiye alırız. Çalışacağınız ata ailenizin bir parçası olmak zorunda değil. Artık bu dünyadan göçmüş herhangi bir kişi ile de çalışabilirsiniz. Atanızın kim olduğunu bilmiyorsanız da sorun değil. Her ne kadar isim önemli olsa da atanızın kim olduğunu bilmeye ihtiyacınız yok. Eğer yapabiliyorsanız bir aile ağacı oluşturun ve DNA testleri yapın. Evlatlık alınmış ya da kayıp bir çocuk olabilirsiniz. (İnternette bu konuyla ilgili tonlarca kişinin yorumunu okudum. Bu testlerle gerçek ailesine kavuşmuş çok insan var.) Mümkün olduğunca ailenizin geçmişini araştırın. (Annemler kendilerine hep Gürcü derlerdi. Anneannemin annesinin Gürcüler tarafından evlat edindiğini öğrendim ve Gürcü kültürü ile büyütülmüş. Bu yüzden bende Gürcü gelenekleri ile büyüdüm ve Gürcüce konuşabiliyorum. Ayrıca ailedeki herkesi de özellikle Gürcülerle evlendirmişler.) Dünyanın pek çok yerinde olduğu gibi ataya ibadet günlük yaşamın bir parçasıdır. Budizimdem örnek verelim; eğer birisi atasını tamamen unutursa "Aç Hayalet" denilen bir şeye dönüşür. Atalarınızın sunaklarından yemekleri eksik etmeyin ve onlara iyi bakın. Dua, ritüel ve sunaklarla atanızla iletişime geçebilirsiniz. Ruhları ağırlamak için en uygun zaman Samhain'dir. İletişim için bu tarz zamanlar en uygunudur.
Şimdi tekrar özet geçmek gerekirse adımlar şu: Yapabiliyorsanız gen testi yaptırın, aile ağacı oluşturun, ailenizin geçmişini araştırın, atalarınız için sunak hazırlayın, onlarla günlük iletişime geçin, saygınızı sunun.
7. Axis Mundi
Birçok kültürde Axis Mundi, üst ve alt dünyaları birbirine bağlayan , makrokozmos ve mikrokozmosun uzlaşması olarak "Dünya ağacı" şeklinde sembolize edilir. Altay Şamanlığı'nda Axis Mundi dünyanın merkezini, merkez ekseni simgeler. Yer merkez olmak üzere gökyüzü (tanrılar dünyası) ve yeraltı (ölüler dünyası) arasında bir bağlantı kuran bir ağaç olarak tasvir edilir. Dünya, göğün göbeği ile bu ağaç sayesinde irtibat halinde olup, bu ağaç ile beslenir. Anne rahmindeki bir bebek için göbek kordonu nasıl yaşamsal bir öneme sahipse yeryüzü için de bu irtibat kanalı aynı derecede öneme sahiptir. Muhtemelen bu bağlamdan kaynaklı olarak Axis Mundi genellikle dişil betimlenir. Şaman Türklerde orman ve Ağaç kültü de yine bu animistik tasarımdan kaynaklanır. Ağaç kutsal sayılır ve yaşam ağacının sembolüdür, bunun yanı sıra bizzat tapılan bir varlıktır. Türklerde bu kayın ağacı olarak tasvir edilir. Bu kutsal ağaç tüm ritüellerde karşımıza çıkar. Altay, Yakut ve Uygur Türkleri' nin geleneklerine göre, insanların yaşadığı yer, ölülerin göçtüğü yeraltı (öte-âlem) ve spiritüel anlamdaki Kutsal Gök'ten (Semavi Âlem) oluşan üç âlem vardır. Axis Mundi bu üç ortamın/âlemin merkezlerinden geçerek onları birbirlerine bağlayan ve direk ya da kazık adıyla belirtilen bir eksendir. Bu eksenin iki ucu Yer'in göbeği ile Göğün göbeği olarak adlandırılır. Uygur, Yakut ve Altay Türkleri'nin geleneklerinde Göğün göbeği, Yer'in göbeği ve bunlar arasında yer alan Yer'in ekseni yani Axis Mundi hakkında söylenilenler şöyle özetlenebilir: Dünya Göğe bu eksenle bağlıdır. Kimse Yer altına (öte-âlem) inmeden Göğe çıkamaz. Bu eksenin geçtiği, üç âlemin ortasındaki delikler, açıklıklar bir tür geçittir. Ölen kimseler de bu geçitten (Yer'in göbeği) geçerek öte - âleme göçerler. Şamanlar, trans sırasında bir âlemden diğerine geçerken bu açıklıktan yani irtibat geçidinden (Yer'in ekseni) yararlanırlar. Yer'in göbeği aynı zamanda yerin kapısıdır. Öte - âleme giden şamanlar, Yer'in deliğinden /ekseninden yani Axis Mundi' den geçerek oraya giderler, tekrar bu delikten dönerler (Altay Türkleri). Göğün göbeği bir yıldız olarak betimlenir. (Yakutlar' da Demir-Kazık yıldızı, Uygurlar' da Altın-Kazık yıldızı)Göğe Dünya bu yıldızla bağlıdır. Bu yıldız, Gök-Tanrı'nın ışıklı ülkeleri olan Yüksek Gök ile Yer'i birleştiren bir kapıdır. Gök ile Yer'i, ruhsal âlem ile maddi âlemi ve Gök-Tanrı ile insanı ayıran bir sınır olan bu yıldız, bütün gezegenlerin bağlı olduğu, göğün direği ve Göğün kapısıdır. Çünkü GökTanrı bu kapıdan insanlara şefaat eder, ayrıca şamanlar bu delikten Semavi Âlem ile irtibat kurabilir. Göğün göbeği, fani insanlar âlemi ile Semavi Âlem' in bir sınırıdır (Uygur tradisyonu). Şamanın gölgeler diyarına ve Göğe uçuşu, Dünya Dağı'na çıkışla başlar ( Altay Türkleri). Gök ile Yer arasındaki irtibatı sağlayan direk bir ağaçtır (yaşam ağacı, Yakut Türkleri). Dünya Demir-kazık yıldızına bir ağaçla bağlıdır; yıldız, ağacın tepesindedir. Bu ağacın zirvesi Gök-Tanrı'ya varır (Yakut Türkleri). Gök-Tanrı ile irtibat kurabilen şamanlar bu yıldıza kadar gidebilir, öteye geçemezler. Bu yıldız kapısına uçup gelen nadir şamanlara Gök-Tanrı, ruhlarından birini elçi olarak gönderir, bu şekilde görüşülür, ilişki kurulur; o ruhlar da bu kapıdan aşağı inmezler. Çeşitli tradisyonlarda Yer'in göbeği, Yer'in kalbi, "dünyanın merkezi", omfalos (omphalos, eski Yunanca 'da "göbek" anlamına gelir) gibi terimlerle ifade edilir. Betil taşlarıyla simgelenen yeryüzünün merkeziden geçtiği varsayılan bu eksen (axis mundi) Asya'da Şamanlığının bulunduğu kimi bölgelerde şamanın transa geçtiği çadırının direğiyle, kimi bölgelerde ise köyün meydanına dikilen direkle temsil edilir ki, bu gelenek Orta Asya'daki birçok köyde halen sürmektedir. Orta-Asya ve Sibirya Şamanizm'inde, kayın ağacından yapılan bu direğin yerini kimi zaman kayın ağacının kendisi alır. Göçebe topluluklardaki bu direğin yerini, yerleşik toplum düzeninde, aynı anlamı ifade etmek üzere sütun almıştır. Orta direk olgusu Yörük çadırlarında hala karşımıza çıkar.
Bu direk imgesinin aynı zamanda şamanın bedeninde omurga olarak da betimlenir. Yer'in göbeği Şamanın bedeninde adı gibi göbek bölgesindedir. Karın boşluğunda güneş kursu olarak bilinen bölge vardır. Güneş kursu yani Solar Plexus, midenin arkasında bulunan birinci bel omuru seviyesindedir. Şaman göksel yolculuğa çıktığında yine kutsal sayılan Kaz'a biner. Ya da temsili olarak ağaçtan yapılan davul tokmağına binerek bu yolculuğa çıkar. (Türk halısında ya da otantik Türk kostümünde hala elbise yakasına ya da omuza işlenen çember/çark ya da üçgen içine çapraz kaz ayağı işlenir.) Şaman, yolculuğu (trans deneyimi) sırasında Yerin göbeği ve göğün göbeği arasında Yerin ekseni yani axis mundi üzerinden yolculuk yapar. Bu yolculukta spiral daireler çizerek göğün katlarını çıkıp iner. Göğün katları 7 tanedir. Bazı şaman geleneklerinde yerin katları da vardır ve onlar da 7 tanedir.
8. Avrupa Cadılığı
Avrupa'daki cadılık çalışmaları ve inancı eski çağları ve orta çağı işaret eder. Cadı avları Avrupa'da cadılık çalışmalarını son noktaya çıkardı ve popüler peri, büyü, cadı kültürü yükselişe geçti. Aynı zamanda bu yükselişle beraber "Modern Cadı" kavramı hayatımıza girdi. Günümüzde modern cadılık adı altında da Wicca gibi dinler ortaya çıktı. Bu da daha Avrupalı ve modern cadılığı bizlere öğretti.
Avrupa Cadılığı Avrupa'daki modern ve geleneksel cadılık uygulamaları için kullanılan genel bir terimdir. Bu konuyu merak ediyorsanız bölgesel ya da ülke olarak araştırma yapmalısınız.
9. Ay Cadılığı
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
10. Çekim Yasası Cadılığı
Çekim Yasasına göre her olumlu ve olumsuz düşüncelerimiz hayatımıza olumlu ya da olumsuz durumlar getirir. Her düşüncemiz bir enerjidir. Bizler her an evrene enerji yayıyoruz. Enerjiler düşüncelerimizi gerçeğe dönüştürür. An be an yaydığımız bu enerji, tüm arzularımızı veya korkularımızı ortaya çıkarma kabiliyetine sahiptir. Evrene gönderilen enerjiler, kendisiyle aynı frekanstaki enerjiyi arar Bizim düşüncelerimizle aynı rezonansta olan düşünceyi bulur. Düşüncelerin gücüyle, yaşantımızda kendimiz ve başkası için ne düşünüyorsak onu kendimize çekeriz. Işte bu çekme eyleminden dolayı da buna Çekim Yasası deriz. Düşüncelerimiz ve düşüncelerimizin yaydığı enerji ile evrene emirler yağdırırız. Bunun bizim isteyip istememizle ilgisi yoktur. Yasa, yaşadığımız sürece işler.
Çekim yasasına göre düşünceleriniz gerçekleşmek zorundadır. Genellikle enerjilerin kendi istekleri ya da bilinçleri olmadığı için, nereye gönderilirse oraya giderler. Evrene gönderilen enerji, arzumuzun bizim için ne kadar önemli olduğuyla ya da ne kadar küçük bir istek oluşuyla, ya da ne kadar büyük bir istek olduğu ile ilgilenmeksizin sadece aynı frekansta olan enerjiyi arar. Yani özetle, neyi düşünür ya da neye odaklanırsanız, onu elde edersiniz. Eğer bir durumdan, bir insandan, başınıza gelen bir olaydan hoşlanmıyor, sürekli yakınıyor veya yargılıyorsanız bu durumları hızla kendinize çekersiniz. Ya da olaylara pozitif yaklaşıyor, her durum karşısında pozitif bakış açınızı koruyabiliyorsanız, pozitif ve mutlu eden durumları daha çok kendinize çekersiniz. Düşünce tarlanıza ne ekerseniz, onu biçersiniz. "Bu zor değil mi ? Sürekli pozitif düşünce halinde nasıl olacağız?" diye bir soru gelebilir. Yıllarca negatif düşüncenin ve egonun esiri olmuş bir insan için birden bire pozitif bakış açısı kazanmak kolay olmayabilir ama bazı uygulamalarla mümkün. İşe günlük konuşmalarımızı değiştirmekle başlamalıyız. Günlük konuşma dilimizi değiştirmek bile çekim yasasını en yüksek yararına kullanmanızı sağlar. Bilinçaltımız '–me' ve '–ma' eklerini tanımaz. Bu yüzden mesela; hastalanmak istemiyorum yerine, ben her zaman çok sağlıklıyım. Mutsuz olmak istemiyorum yerine, ben her zaman çok huzurlu ve mutluyum. Başarısız olmaktan korkuyorum yerine, ben her zaman çalışkan ve başarılıyım. En az günlük konuşma dilimizi değiştirmemiz kadar önemli başka bir şey daha var ki, yaşam enerjimizi yükseltmek. Her güne ayrı bir heyecan, mutluluk ve coşkuyla başlamak, içimizin kıpır kıpır olmasını sağlayabilmemiz gerekir. Bunun için hayatımızda sevgi ve şükran duygularına bolca yer vermeliyiz.
11. Chthonioi Alexandrian Wicca
Chthonioi Alexandrian Wicca(telafuzunu bende yapamıyorum;-;) Boston merkezli direkt olarak Chthonioi Meclisinin(coven) kolu olan bir aile geleneğidir. Bu meclis Book of the Provider adlı kitaptaki ritüeller çevresinde oluşmuştur. Alexandrian Wicca ve Chthonioi Alexandrian Wicca arasındaki farkda tanrılara olan inançtır. Chthonioi Alexandrian Wicca Yunan tanrılarına inanır ki bu da Geleneksel Alexandrian Wicca'ya tezattır. Geleneksel Alexandrian Wicca Britanya ilahlarına inanır ve ritüellerini buna göre uygular. Gardnerian Wicca ile kıyaslandığında biraz daha eklektik bir yol izler.
Bu gelenek hakkında çok bilgi bulamadım, benimde pek bir bilgim yok. Aile meclisleri geleneklerini genelde dışarıya, yani yabancılara açmıyorlar. Zaten Alexandrian Wicca'nın altında aile meclisleri fazlasıyla bulunmakta.
12. Çiçekli Cadılık(Floral Witch/Witchcraft)
Adından da anlaşıldığı üzere bu gelenek çiçeklere ve onların ilahlarını merkez alan bir gelenektir. Çiçek Cadıları çiçek yetiştirmeyi, çiçek yağları kullanmayı ve bunları çalışmalarında kullanmayı severler. Çiçekleri çalışmalarınızın odak noktası yapın. Büyülere, ritüellere, sunağınıza, hatta banyonuza bile yerleştirin.
13. Circle Sanctuary
1974'de Selena Fox tarafından kuruldu (Selena Fox'u daha detaylı araştırabilirsiniz. Burada bahsetmeyeceğim.). Kar amacı gütmeyen doğa dinine, paganlığa, dayanan bir kilisedir. Amerikada'ki Neo-Pagan Kilisesi tarafından resmi olarak tanınmıştır. Ağ iletişimine, toplu kutlamaya, ruhani iyileştirmeye ve eğitime adanır. Öğrencilerini sınıflarda toplar ve esbatlarda, sabbatlarda toplanırlar. Online olarak uygulamalarını paylaşırlar. Özgür düşünceyi ve din özgürlüğünü savunurlar. Kuruluşundan beri farklı yollarla Neo-Paganlığa destek sağlıyorlar, en çok da internet aracılığı ile.
14. Correllian Nativist Wicca Geleneği
Orpheis Caroline tarafından kurulmuş bir Wiccan geleneğidir. High-Correll ailesinin geleneğine dayanır. 1990'lara kadar Wicca'ya dahil edilmiyordu bu yüzden ilk başlarda Nativist geleneği olarak adlandırıldı. Eklektisim ve evrenselliği benimser ki sonrasında pek çok yeni Wiccanlığı bu simgeledi. Nativist geleneğini diğer Wiccan geleneklerden farklı kılan Correllianizmin, Wicca'nın felsefi yönüne güçlü vurgu yapmasıdır. Ama törensel olarak diğer Wiccan geleneklerinden bir farkı yoktur. Kutlamalara önem verirler, bunun yanında Wicca seremonilerine de önem verirler. İnançları herkese açıktır ve onlar için herkes bu geleneğin üyesi olabilir.
"İnanıyoruz ki masada herkese bir yer olmalı. Rahiplerimiz bizim için önemli, dışarıdaki erkek ve kız kardeşlerimiz de. "
- M. Rev. Donald Lewis Highcorrell (İlk Derece Kitabından)
Nativist Geleneğini öğrenmek istiyorsanız derece kitaplarını okumakla başlayabilirsiniz.
15. Deniz Cadılığı.
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
16. Dianik Cadılık/Wicca
Dianic Wicca olarak da bilinen Dianik Cadılık bir kadın merkezli Neo-Pagan dinidir. Dianik Wiccanlar, Wicca'yı sadece kadınların dini olarak görür. Geleneğin başında dişi ilahlar yer alır ve çalışmalar dişiliğin üzerinedir. Bazıları kendilerini Wiccan olarak tanımlasalar da , Wicca'nın çoğu geleneklerinden sadece tanrıçaların onurlandırılmasıyla farklılık gösterir, oysa çoğu Wiccan geleneği hem kadın hem de erkek tanrıları onurlandırır. Dianik Wicca ile bildiğimiz Wicca arasındaki en büyük fark, Dianik Meclislerinin tamamen kadınlardan oluşmasıdır.
Dianik adı verilen birden fazla gelenek olmasına rağmen, en iyi bilineni, 1970'lerde Amerika Birleşik Devletleri'nde Zsuzsanna Budapeşte tarafından kurulan yalnızca kadınlara özgü olan gelenektir. Tek bir Tanrıça'ya tapınması ve eşitlikçi anaerkilliğe odaklanmasıyla dikkat çeker . Adını Roma tanrıçası Diana'dan alır , ancak Dianikler birçok kültürden tanrıçalara taparlar ve onları tek tanrılı bir tanrıçanın "yönleri" olarak görürler . Dianik Wicca, İngiliz Geleneksel Wicca , İtalyan halk büyüsü öğelerinin eklektik bir kombinasyonudur. Budapeşt soyundan gelen Dianik Wiccanlar tanrıça olarak gördükleri tüm kültürlerin tüm tanrıçalarına taparlar. Tanrıçaları tüm canlıların kaynağı ve içindeki her şeyi barındıran bir varlık olarak görürler. Dianik Meclisler büyüyü meditasyon ve imajinasyon ile gerçekleştirir. Ritüeller, kadın merkezli bir bakış açısıyla dinsel ve ruhani bilgiyi canlandırmayı, kadın bedenini onurlandırmayı ve toplumun kadın istismarına yönelik tepkisini içerebilir. Büyü pratiğinin kökleri, enerjinin veya "yaşam gücünün" değişimini harekete geçirmek ve yönlendirmek inancına dayanır. Bununla birlikte, ritüellerin genellikle bireysel veya grup ihtiyaçlarına uyacak şekilde doğaçlama yapıldığı ve meclisten meclise göre değişiklik gösterdiğini belirtmek önemlidir. Bazı Dianik Wiccan'lar manipülatif büyü çalışması ve lanetlemeden sakınır çünkü Cadıların Öğüdüne(Wiccan Rede) terstir. Yinede bazı Dianikler (özellikle Budapeşte), kadınlara saldıranlar ya da tecavüz edenlere lanet yapılmasını yanlış bulmaz.
Tıpkı diğer Wiccanlar gibi Dianikler de meclis kurar, kutlamalar yapar, Wiccan bayramlarını kutlar ve Esbatlarda buluşurlar. Diğer Wiccanlar ile aynı sunak araçlarını , ritüelleri ve kelime dağarcığının çoğunu kullanırlar. Bu ikisinin arasındaki en büyük fark Dianik Meclislerinin tamamen kadınlardan oluşmasıdır. Dianik ritüelinin doğasında tedavi edici bir değer vardır - birçok kadın bunu kişisel travmanın üstesinden gelmek ve kadınlara yönelik şiddet konusunda farkındalık yaratmak için kullanır. Aslında, bazı gruplar darp, tecavüz, ensest ve partner istismarı gibi cinsiyete dayalı kişisel travmalarla yüzleşmek için özel ritüeller geliştirir. Böyle bir ritüel üzerine yapılan bir etnografik çalışmada, kadınlar güç anlayışlarını istismarcılarının ellerinden kendilerine kaydırdılar. Dianikler, lezbiyen ve biseksüel üyelerinde dahil edilmesiyle gurur duyarlar. Ama bazı meclislerde lezbiyenlerin dışlanması gerektiğini savunur. Aynı zamanda yine bazıları erkek olarak doğmuş transları kabul etmez. Kristy Coleman'ın feminist cadılık üzerine yazdığı tez bunu güzel anlatır. "Dianikler ritüellerine alternatif yapıda bir sembol yaratır ki bu da kadının anlamını ve değerini gerçekçi bir şekilde yorumlar ve yansıtır. Dianiklik ataerkillik bittiğinde, kadınları güvenceye alabilecek ve özgürce pratik yapacakları, kendilerine ait ortamlarının olabileceği bir yerdir. "
17. Druid
Druid, Kelt çoktanrıcılığında genellikle Alplerin kuzeyinde ve Britanya Adaları'nda var olan antik Kelt topluluklarındaki rahip sınıfıdır. Druid uygulamaları Yunanların "Keltoi" ve "Galatai" Romalıların "Gaul" dedikleri tüm yerli kabilelerin kültürünün bir parçasıydı. Druidler rahiplik, şifacılık, alimlik ve büyü gibi görevleri kendilerinde bir araya getirmişlerdi.
Neo Druidizm ya da Neo Druidlik, yaygın olarak pratisyenleri tarafından Druidlik olarak adlandırılan, genellikle çevre dahil olmak üzere tüm varlıklar ile uyum, doğaya sevgi ve saygı teşviki içeren çağdaş bir manevi dindir. İnançları büyük ölçüde değişmektedir ve tüm pratisyenlerince uygulanan bir dogma ya da inanç sistemi yoktur. Katı dogmaların olmaması Druid gruplarının önemli bir bileşenidir. Tüm hareket içinde hiçbir merkezi otorite, herhangi bir belirgin dini metin ya da dini lider yoktur. Çoğu Druid arasında reenkarnasyon inancı kabul görmüştür.
Druidlik büyük ölçüde doğaya saygı etrafında oluşturulan değerler üzerine kuruludur. Druidlik içinde doğa koşulsuz olarak kutsal ve tanrının bir tezahürü olarak kabul edilir. Birçok animist Druid vardır. Onlar doğal dünyayı kutsal kabul ettiğinden birçok Druid yok edilme tehdidi altında olan doğal alanları korumak için çevreci hareketlere katılmaktadır, desteklemektedir.
(Bu kitabı önerebilirim.Modern Paganlığı da güzel anlatıyor.)
18. Element Cadılığı
Element Cadılığı adından da anlaşıldığı üzere elementlerle çalışılan bir cadı geleneğidir. Çok dinamik bir çalışmadır çünkü biliyoruz ki doğa da çok değişkendir. Suyu içeriz, yağmurla yere düşer ve canlıların su ihtiyacını karşılar ama aynı zamanda tsunami ile de etrafı yok eder. Ya da aynı şekilde ateş bizleri ısıtırken aynı zamanda yakar da. Bu yüzden pratisyenler dersine iyi çalışmalı ve pratik yapmalı, Doğa Anaya sonsuz şükran ve saygı duymalı. Bu geleneğin cadılığa yaklaşımını anlamak için pratisyenin doğayı nasıl gördüğüne bakılmalı. Buradaki en önemli ders doğayı tarafsız bir şekilde anlamaktır. Yani tamamen bir denge kurmaktır. Kafanızda birden ateş yakmak, toprağı kaldırmak, rüzgar estirmek gibi parapsikolojik olaylar canlanmasın. Zaten bir insanın bunları yapabilmesi de tartışılır. Elementler bizim bildiğimiz ateş, su, toprak, havadır, evet bunlar fiziksel dünyayı oluşturan ögelerdir. Ama Element Cadılığında üzerinde durduğumuz konu ruhani elementlerdir. Su duygularımızı, ateş şehvetimizi, toprak sorumluluklarımızı, hava düşüncelerimizi temsil eder. Birisi yoksa diğeri de yoktur. Ve dengesizlik varsa bizde tam sayılmayız. Elemetlerin içindeyiz ve elementler de bizim içimizde. Onlar dünyamızı oluşturur bu yüzden onları anlamak cadılık çalışmalarında başarı getirir.
19. Eklektik Cadılık
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
20. Eko-Paganizm
Çağdaş Paganizm ve Neopaganizm olarak da bilinen Eko-paganizm, modern öncesi halkların çeşitli tarihsel pagan inançlarından etkilenen veya bunlardan türetilen yeni dini hareketler için ortak bir terimdi. Benzerlikleri paylaşsalar da, çağdaş Pagan dini hareketleri çeşitlidir ve tek bir inanç, uygulama veya metni paylaşmazlar. Pratisyenler, çeşitli derecelerde Hıristiyanlık öncesi , folklorik ve etnografik kaynaklara güvenirler; birçoğu tamamen modern olarak kabul ettikleri bir maneviyatı takip ederken, diğerleri tarih öncesi inançları iddia ediyor ya da yerli, etnik dinleri olabildiğince doğru bir şekilde canlandırmaya çalışıyor. Akademik araştırma, Pagan hareketini bir tarafta eklektizm ve diğer tarafta çok tanrılı yeniden yapılanma ile bir yelpazeye yerleştirdi. Çok tanrıcılık, animizm ve panteizm Pagan teolojisinin ortak özellikleridir.
Bazı Paganlar inançlarını ve uygulamalarını, kendilerini hümanist veya ateopaganlar olarak tanımlayanlar da dahil olmak üzere doğalcı bir dünya görüşünü benimseyen bir dini natüralizm biçimi olarak ayırırlar . Bu türden pek çok Pagan, bilimsel panteizmle örtüşebilecek, açıkça eko-merkezli bir uygulamayı hedefler. İnançlar ve uygulamalar, farklı Pagan grupları arasında büyük farklılıklar gösterir; ancak, modern paganizmin tümü olmasa da çoğu biçiminde ortak olan bir dizi temel ilke vardır.
Eko-Paganizmin önemli ilkelerinden biri birden çok tanrı veya tanrıçaya inanç ve saygıdır. Paganlık içinde, çeşitli birlikteliklere sahip olan ve doğa güçlerini, kültürün yönlerini ve insan psikolojisinin yönlerini somutlaştıran hem erkek hem de kadın birçok tanrı bulunabilir. Bu tanrılar tipik olarak insan biçiminde tasvir edilir ve insan hataları olduğu düşünülür. Bu nedenle mükemmel olarak görülmezler, bilge ve güçlü olarak saygı görürler. Paganlar, bu tanrı anlayışının Dünya'daki yaşamın dinamiklerini yansıttığını ve mizahın ifadesine izin verdiğini düşünüyor. Pagan topluluğundaki bir görüş, bu çok tanrıları gerçek varlıklar olarak değil, Jung'un arketipleri veya insan ruhunda var olan diğer psikolojik yapılar olarak görülmesidir. Diğerleri tanrıların hem psikolojik hem de dışsal bir varoluşa sahip olduğu inancını benimser.
Eko-Paganizimde bir başka önemli inanç, animizmdir. Bu, Pagan topluluğu arasında iki farklı şekilde yorumlanmıştır. Birincisi; evrendeki her şeyin bir yaşam gücü veya ruhsal enerji ile dolu olduğudur. Buna karşılık, bazı çağdaş paganlar, doğal dünyada çeşitli özelliklerde yaşayan belirli ruhlar olduğuna ve bunlarla aktif olarak iletişim kurulabileceğine inanıyor. Bazı paganlar, kayalarda, bitkilerde, ağaçlarda ve hayvanlarda yaşayan ruhların yanı sıra manevi yardımcılar veya rehberler olarak hareket edebilecek güç hayvanları veya hayvan ruhlarıyla iletişim kurduklarını bildirirler. Sonuç olarak, paganlar, belirli dini hareketlerin yaşına bakılmaksızın, maneviyatlarının özünün hem eski hem de zamandan bağımsız olduğuna inanıyorlar. Bu nedenle doğal güzelliğe sahip yerler kutsal kabul edilir.
Pagan ritüelleri her ortamda gerçekleştirilebilir. Eko-Pagan ritüeli, tipik olarak "değişen farkındalık durumlarını kolaylaştırmaya veya zihniyetleri değiştirmeye" yöneliktir. Bu tür değiştirilmiş bilinç durumlarını harekete geçirmek için, paganlar davul çalma, imajinasyon, majikal metinler, şarkı söyleme, dans etme ve meditasyon gibi unsurları kullanırlar.
21. Fal Cadılığı
Fal kelime anlamı ile okült bir yolla geleceği öngörmek, tahmin etmek demektir. Kişinin geleceği öngörmesini ya da gelecekten bilgiler toplamasını sağlar. Tarih boyunca falcılık farklı şekillerde ortaya çıktı ve farklı yöntemlerle kullanıldı. Kartlar, çubuklar, kemikler, kristaller kullanılarak fal bakılabilir ve o şeye odaklanmak, ona enerji vermek ve onların ne dediğini anlamak, fal bakmaktır. Çoğu cadı fal bakar ve neredeyse geleceği algılama yeteneğine sahiptir. Fal aslında genel anlamda güncel hayatınızdaki senaryolara bağlı olarak çıkacak sonuçların ipucunu verir. Yani aslında tam anlamıyla geleceği görmüş olmayız, tahmin etmiş oluruz. Yinede unutmayalım ki hayatımızı biz kontrol ederiz, isteklerimiz her şeyi oluşturur.
Fal bakmaktan kastımız ise aslında Tarot gibi kartlara bakmak ya da bir kahve fincanına bakmaktan fazlasıdır. Bu aslında daha çok 'enerjiyi' okumaktır. Evet Tarot kartlarının da verdiği anlamlar vardır ancak bunlar sadece enerjiyi okumamıza yardımcı olan aletlerdir. Fal bakarkenki asıl önemli konu karşımızdakinin enerjisini almak ve onu yorumlamaktır.
Fal çok yönlüdür bu yüzden sadece tek bir metoda bağlı kalamazsınız. Pratik yaparak hangi tekniğin size uygun olduğuna karar verin. Büyük bir uğraştır çok fazla metodu vardır ki bunlar sadece bir kitap olur. Ben yinede belli başlı bazı metodlardan bahsedeceğim.
1. Tarot
Tarot cadılar arasındaki en popüler fal bakma araçlarından biridir. Belirli bir metodu vardır ve fal yolculuğunuzda bir harita olarak kullanabilirsiniz. Bu yüzden tarot kartları saklı kalmış bilgileri açığa çıkarmak ve bir durumu yorumlamak için çok uygundur. Tarot kart desteleri belirli semboller üzerine kuruludur. Yinede bu sembollerin hepsini, kartların verdiği anlamı yüzde yüz öğrenmek zorundasınız demek değildir. Tarot yorumunuz her zaman standart anlama uygun olmak zorunda değildir. Yinede biraz okumayı bilmek elbette tarotu daha iyi anlamanızı sağlayacaktır. Zaten desteler aynı sembolleri içerdiğinden geleneği öğrendiğinizde her türlü desteyi rahat okuyabilirsiniz. Tarot okumayı öğrenmek için kitaplara başvurmak iyi bir seçim olacaktır. Bu sayede bunu fal geleneğinize de işleyebilirsiniz.
2. Rün Taşları
Rune taşları, MS 1. yüzyıla kadar uzanan eski bir proto-Germen geleneğidir. Genellikle kehanet ve sigil koruma yöntemi olarak kullanılan ahşap veya taştan yapılmış 24 harfli bir runik alfabeden oluşurlar. Bugün bile hala en çok kullanılan Rün yaşlı Futhark alfabesidir ve daha sonra genç Futhark taşları Vikingler ve diğer İskandinav kabileleri tarafından uyarlandı ve Orta Çağ'a kadar devam etti. Eski Latince yazıtlara kadar dayandıkları söylenir. Rün taşları güçlü ve büyülü bir tarihle doludur ve bu nedenle çok saygı duyuldu ve çok dikkatli kullanıldı. İskandinav kültürlerinde ve diğer Kuzey Avrupalılarda, güçlü kehanet güçlerine sahip olduklarına ve bu nedenle çok ciddiye alındıklarına inanılıyordu. Rünleri okumak, kehanetin en popüler yöntemlerinden biridir. Hangi alfabeyi takip etmeyi seçtiğinize bağlı olarak farklı Rün taşları vardır; Anglo-Sakson Futhorc, Cirth, Elder Futhark, Gotik Rünleri, Macar Rünleri, Türk Rünleri, Genç Futhark. Yaşlı Futhark (Elder Futhark) günümüzde en çok kullanılan Rün alfabesidir. Rün taşları kullanmak, sezgileri ve içgüdüyü dinlemek için güzel bir yoldur. Kişinin daha yüksek benliğine, içsel rehberliğine ve sezgiye kehanet yöntemi ile bağlanmasının bir yolu olarak kullanılmaktadır.
Gelelim Rünleri kullanmaya. Rünleri atmanın iki ana yolu vardır. Geleneksel olarak, Rünler özel bir kumaş parçasına atılır. Benzer bir versiyonu da Rünleri bir kumaş parçasına atmak ve sadece sembollerin olduğu yüzeye düşenleri okumaktır. Rünleri okumanın ikinci yolu ise çantayı baskın olmayan elinizde tutmak ve baskın elinizle Rünleri çıkarırken cevaplamak istediğiniz soruyu (varsa) düşünmek ve bunları seçtiğiniz düzen şeklinde yerleştirmektir. Aynı Tarot kartları gibi Rünlerin de belirli okuma metodları vardır. Ama yirmi dört tane Rün taşı var dolayısıyla Tarot kadar çok anlam verebileceğimiz miktar yok. Bu yüzden bazı Rün setleri boş bir taş daha içerir ki onun da özel bir anlamı vardır. Bu boş taşa istediğiniz anlamı yükleyebiliyorsunuz ancak geleneksel olarak Rün falında boş taş yoktur.
Rün alfabesi kristal ya da çakıl taşlarına işlenir. Bu ikisi arasında, benim açımdan, pek fark yoktur, sizin tercihinize bağlıdır. Hangisi ile çalışmak daha uygunsa onunla çalışın. Taşları satın alabilir ya da kendiniz yapabilirsiniz. Bence kendiniz hazırlayın çünkü emek verince daha güzel oluyor.
3. Pendulum(Sarkaç)
Sarkaçlar ilginçtir, çünkü Tarot ve Rünlerin aksine, Evet veya Hayır sorularını cevaplamak için kullanılırlar. Bu nedenle, birçok falcı diğer kehanet yöntemleriyle yaptıkları okumaları açıklığa kavuşturmak için sarkaçları kullanır, ancak sarkaçları kendi başlarına da kullanabilirsiniz. Bir sarkaç, bir zincir veya ipten sarkan küçük, ağırlıklı bir nesnedir. Bir dükkandan satın alabilirsiniz ancak zaten sahip olduğunuz bir şeyi kolayca kullanabilirsiniz: Bir kolye, anahtarlık veya bir ipe bağlı küçük bir kaya veya kristal.
Sarkaçlar kehanet öğrenmek için en kolay yöntemlerden biri olabilir. Bir sarkacın nasıl yorumlanacağını öğrenmek için yapmanız gereken tek şey, "evet" ve "hayır" hareketlerinin neye benzediğini anlamaktır. Bunu yapmak için, sarkacınızı elinizde tutun ve onunla olan bağlantınıza odaklanın. Sonra, zinciri serbest bırakın ve özgürce sallansın. Söyleyin ya da düşünün, "bana' Evet ' göster." Sarkacın sallanmasına izin verin ve hareketlerine dikkat edin. "Evet "genellikle ileri ve geri şeklinde sallanır veya saat yönünde bir daire çizer ancak "Evet " bazen farklı görünebilir. (Bazı Cadılar, koleksiyonlarındaki farklı sarkaçların farklı "evet" ve "hayır" hareketlerine sahip olduğunu bile fark eder.) Sarkacınız size "Evet" hareketini gösterdikten sonra "Hayır" hareketi için bir kez daha sarkacı sallandırın. "Hayır" genellikle yanlara doğru ya da saat yönünün tersine daire olarak hareket eder. Ancak yine de sizinki farklı olabilir.
Sarkaçların en büyük dezavantajı, genellikle sadece "Evet" veya "Hayır" a cevap vermeleridir bu yüzden sorularınızda çok spesifik olmanız gereklidir. Sarkaçlar genel enerji okumaları veya açık uçlu tavsiyeler için en iyi araç değildir. Yinede, içten duygularınızı doğrulamak, hayallerinizi yorumlamak, size ulaşabileceğini düşündüğünüz bir tanrı veya ruhu tanımlamak veya açıklama gerektiren herhangi bir durum için kullanılabilecek iyi bir araçtır.
4. El Falı
El Falında, avuç içi çizgilerini yorumlayarak gelecek ile ilgili bilgiler toplanabileceği sanılır ama aslında bu bir yanlış anlamadır. Bunun yerine, modern El Falında, bireyin kişiliği ve yaşam yolu hakkında bilgi toplamak için ellerin işaretlerine ve özelliklerine bakılır. Avuç içi ayrıca kişinin doğuştan gelen arketiplerini tanımlar ve biçimlendirici yaşam olaylarını kaydeder. Herkes avuç içi okumayı öğrenebilir. Çünkü pratikle öğrenilen görsel bir sanattır.
Çoğu insan avuç içi okumayı düşündüğünde, eldeki çizgileri incelemeyi hayal ederler, ancak bir el analisti, elin şeklini bir bütün olarak gözlemleyerek okumaya başlayabilir. Elin şekli, parmakların avuç içi oranına bağlı olarak dört elementten birini (toprak, hava, ateş veya su) temsil eden olarak kategorize edilebilir. Toprak elleri kare şeklinde avuç içine ve benzer oranda parmaklara sahiptir. Bu el şekli doğa ile yakın olan birini temsil eder. Ateş ellerin kısa parmakları ve dikdörtgen bir avuç içi vardır. Bu el şekli aktif ve enerjik kişileri temsil eder. Su elleri kare bir avuç içine ve uzun parmaklara sahiptir. Bu el şekli iletişimde kuvvetli,duygusal ve hassas insanları temsil eder. Hava elleri dikdörtgen şekilli bir avuç içine ve uzun parmaklara sahiptir. Bu el şekli zeki ve ortama uyum sağlayabilen kişileri temsil eder. El ne kadar uzun olursa, kişinin o kadar empati ve enerji olarak hassas olduğuna inanılır. Hava ve su elementinin elleri uzundur, bu da onların neden burç listesindeki en hassas burçlar olduğunu açıklıyor.
Avuç içindeki çizgilerin görsel kalitesi, bir kişinin genel enerjisini, genel durumunu gösterir. El falına bakarken asıl yorumlamanız gereken kişinin karakteridir (belki bununla ilgili ona tavsiyeler de verebilirsiniz, size kalmış.). Çünkü el falı genel olarak diğer fal türlerinin aksine gelecekte olabilecek sonuçlar hakkında ipucu alabileceğiniz bir yöntem değildir. Daha çok kişi analizi yaparsınız ve ileride olabilecek durumlardan nasıl kaçınılması gerektiğini yorumlarsınız.
5. Kahve Falı
Kahve falı Türkiye'deki en yaygın fal bakma yöntemlerinden birisi. Kahvemizi içeriz ve bir yandan da sohbet eşliğinde yorumlamamızı yaparız. Dibinde çok kahve kalmayacak şekilde içilir ve ters çevirilir. Genelde mutfak cadıları kehanet aracı olarak kahve falını tercih eder.
Genel olarak kahve falı okumak, telvelerin fincanda ve tabakta bıraktığı şekilleri yorumlamak demektir. Bu kehanet türü 16. yüzyılda Türkiye'de başladı. En çok Türkiye ve Yunanistan'da kahve falı bakılır. Arap ülkeleri, orta doğu ve hatta Rusya'da da kahve falı bakıldığı görülür. Son zamanlarda ise Amerika, Kanada ve İngiltere'de de popüler olmaya başladı. Ve her kültür kendi okuma yöntemine sahip.
Kahve falı bakmak için iyi bir sembol bilgisi ve güçlü sezgiler gereklidir. Kahve falı yorumcuları kişinin geçmişi, bugünü ve geleceği hakkında yorum yapabilir. Düzenli bir şekilde fal bakarak şekillerin anlamlarını ezberler ve daha iyi yorumlarsınız. Ve belli başlı bazı kurallar vardır: Bir falcı kendi falına bakamaz. Eğer bakacaksanız da bu pratik için olmalıdır. Fincanı kontrol etmesi için başka bir falcıya gösteremezsiniz. Fincan okumaya her zaman sapından başlanır ve sağdan sola doğru bakılır. Bu kurallara uymak da geleneği devam ettirmek demektir.
Yukarıda bahsettiğim fal metodlarından başka bir bölümde detaylıca işleyeceğim. Bugünlük amacım sadece tanıtım yapmak.
22. Gaia Cadılığı
Gaia ya da Gaea olarak da bilinen Gaia, doğa anayı temsil eden antik Yunan panteonundaki en eski tanrılardan biridir. Yunan mitolojisinde "Toprak Tanrıçası" olarak geçer, dünyanın kişileştirilmiş halidir ve dünya ile dünyanın içerdiği her şeyin tanrısıdır. Gaia kaostan sonra ortaya çıkan ilk varlıktır. Düzenden önce var olan ilkel boşluk, evrene empoze edildi ve tanrılar da dahil olmak üzere yaratılan her şeyin ilerlediği yerdi. Kaos, Erebus ve Nyx'in yanı sıra Eros ve Gaia gibi birkaç çocuğa sahipti. Evrenin yaratılışıydı, tanrıların ve insanlığın ilk ırkıydı. Uranüs'ü, gökyüzünü ve denizi doğurdu. Daha sonra 12 Titan, Kiklops(Tek gözlü dev, tepegöz) ve son olarak üç canavarı üretmek için oğlu Uranüs ile çiftleşti. Uranüs, yavrularını dehşete düşürdü, onları dünyanın derinliklerine kapattı. Gaia çıldırdı, en genç erkek Titan Cronus'u onun yanında uyurken Uranüs'ü kısırlaştırmaya ikna etti. Yeryüzüne damlayan kan, Erinyes'i, devleri ve kül ağacı Perilerini Meliae'yi doğurdu. Suya damlayan kan Afrodit'i doğurdu. Delphi kehaneti, Apollo'ya geçmeden önce, peygamberler arasında önde gelen Gaia'ya aitti. Evliliklere başkanlık etti, yeminlerle çağrıldı ve ilk meyve ve tahıl teklif edildi.
1975'te iki bilim adamı (Lovelock ve Epton) Gaia hipotezinin taslağını yayınladı. Lovelock daha sonra "Gaia: Dünyadaki Hayata Yeni Bir Bakış" kitabını yazdı."Bu bilimsel hipotez 2 öncüle dayanıyordu: Hayat sadece dünyadaki maddelerin onun varlığına uygun olduğu için var ve hayat, hayatta kalması için gerekli olan maddeleri tanımlar ve orada olduklarından emin olur. Kısacası tüm sistemin, dünya ve biyosferinin, tek bir organizmanın, canlı bir yaratığın davranışını sergilediğini söylüyorlar. Bu yaratığı Gaia olarak adlandırdılar (Yunan tanrıçası). Dünya, o zaman insan deneyimi, okült teori ve bilimsel gerçekle yaşayan bir varlıktır. İnsanlar merkezi sinir sistemi, nehirler kan dolaşımı, tropikal yağmur ormanları akciğerleri, diğer sistemler diğer organlardır. Hepsi bir bütün olarak birbirleriyle uyum içinde çalışırlar.
Cadılık uygulamalarına geçecek olursak, farklı pek bir şey olduğunu söyleyemem. Tanrı Gaia'yı çalışmalarınızın odak noktası yapın ki bu aslında daha çevreci bir insan olmanızı gerektirir. Doğa ananın yani Gaia'nın bizlere bahşettiklerine karşı saygılı olmalı ve korumalıyız.
23. Gardnerian Wicca
Gardnerian Wicca veya Cadılığı, Neo-Pagan dini içerisindeki Wicca'nın bir geleneğidir. İngiliz Geleneksel Wicca'nın bir koludur. Gelenek kurucusu olan Gerald Gardner'den (1884-1964) adını alır. Gardnerian Wiccanlar geleneksel olarak, her zaman olmasa da, on üç üyeyle sınırlı olan, yüksek bir rahibe ve seçtiği yüksek rahip tarafından yönetilen meclislerde toplanırlar. Ritüeller ve uygulamalar gelenekten olmayanlara gizli tutulur ve birçok Wiccan dine üyelikleri ile ilgili gizliliği korur. Gardnerian Wicca, herhangi bir üyenin kişisel bilgilerini paylaşmasını kesinlikle yasaklar. Gardnerian Wicca'da, iki ana ilah vardır: Boynuzlu Tanrı ve Ana Tanrıça. Gardnerianlar ritüellerinde bu tanrıları karşılarken spesifik isimler kullanırlar.
Gelenek "Wiccan Rede (Cadıların Nasihati/Vikan Öğüdü)" denilen temel Wicca etiğini öğretir. Öğretilen diğer etik de "Üç Katlar Yasası"dır. Gardnerian Wicca'da bir çalışmaya başlamadan önce "düşünme" eylemi gerçekleştirilmelidir, özellikle de büyüden önce. Bu Gardnerian Wicca'nın belirli öğretilerinden biridir. Bir birey veya bir meclis, herhangi bir çalışmanın olası sonuçlarının neler olabileceğini önceden düşünmek için bu öğretileri kullanır. Gelenek genellikle ortodoksluk (doğru düşünme) yerine bir ortopraksi (doğru uygulama) olarak karakterize edilir. Üyeler inancın aksine ortak bir uygulama dizisine daha fazla önem verirler.
24. Geleneksel Cadılık
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
25. Hellenik Cadılık
Hellenizim (Yunan Telaffuzu ile "Elenis'mos") Yunanistan'da resmi olarak kabul görmüş bir dindir. 1990'larda ortaya çıkmıştır ve o zamandan beri eski Yunan dini uygulamalarını canlandırmaya ya da yeniden yapılandırmaya çalışıyor. Hellenizim, geleneksel dine ve geleneksel bir yaşam tarzına dayanır. Din Yunan Tanrıları etrafında döner ve öncelikle on iki Olimpiyatçıya odaklanır. Eski Yunan değerlerini ve erdemlerini benimser.
Hellenikler Antik Yunan tanrıları, Olimpiyatlar, doğa tanrıları, yeraltı tanrıları(chthonic tanrılar) ve kahramanlar da dahil olmak üzere Yunan panteonuna ibadet ederler ve onurlandırırlar. Adaklar genellikle kurban vermeyi de içerir ama bazıları bunu tercih etmez. Bunun yerine meyve, ekmek veya kek adamayı tercih ederler. Helleniklerin yıl boyunca kutladıkları pek çok bayram vardır. Festivaller genellikle manevi temaları çağrıştırır ve festivallerde tanrılar onurlandırır. Kutlamalar dini temaları, sanatı, kurban vermeyi ve adak sunmayı içerir. Hellenik bayramlar ise şunlardır: Anthesteria, Lenaia, Dionysia, Thargelia, Arrephoria, Kronia, Aphrodisia, Panathanaia, Herakleia, Genesia, Pyanepsia, Thesmophoria, Khalkeia, Rural Dionysia, Haloa, Elaphebolia, City Dionysia. Hellenikler ekinoksları ve gündönümlerini takip eder, Tanrılarını ve Tanrıçalarını onurlandırmak için bu dönemleri önemli görürler. Yaz gündönümü doğa ana olarak görülen Tanrı Gaia'ya adanmıştır. Kış gündönümü ise mitolojiye göre Gaia ile evli olan, göklerin tanrısı Uranüs'e adanmıştır. Hellenizim için belirli bir kutsal kitap yoktur ama pratisyenler Odyssey ve Iliad'ın destanlarından ilham alır.
Yunan inançlarında öne çıkan temalar şunlardır: Eusebeia (dindarlık), Arete (erdem) ve Xenia (misafirperverlik). Bunlar, Solon İkeleri'nden, Delphi Maksimumlarından, Pisagor'un Altın ayetlerinden, Epicurean felsefesinden, Aristoteles'in etiğinden, Stoacı felsefesinden ve daha fazlasından rehberlik ve ilham almak için aradıkları çeşitli antik Yunan inançlarına ve kavramlarına dayanır. Eusebeia genellikle tanrılara karşı dindarlık veya saygı olarak çevrilir, aynı zamanda doğru eylem olarak da çevrilebilir. Modern Hellenistler için Eusebeia'nın odak noktası, belirli inançlardan ziyade Tanrıları ve Tanrıçaları nasıl onurlandıracağına dair eylemdir. Eusebeia pratiği, birçok modern Helenist için önemli bir etiktir. Arete erdem, mükemmellik ve ahlaki erdem anlamına gelir. Bazı Hellenistlere göre, modern bir Hellenist olmak için Arete ile yetişmek gereklidir ve bu yetiştirilme iyi bir hayatın yoludur. Modern Hellenistlere göre Arete ile yetişmek, yaşamlarının tüm yönlerini iyileştirmek ve böylece ruhlarını geliştirmek demektir. Xenia misafir dostluğu anlamına gelir ve misafirperverlik anlamına gelir. Hellenizm'de Xenia, ev sahibinin misafirperver olması ve yabancılara karşı nazik olması gerektiğini ima eder.
Bazı Hellenikler bu Yunan dininin yüzyıllar boyunca sürdürüldüğünü ve hatta bazıları bu dini uygulayan ailelerde yetiştirildiklerini iddia ettiler. Yunan çok tanrılı dini geleneğin devam edip etmediğine inanılmasına bakılmaksızın, bu geleneğin modern Yunanistan'da hala hayatta olduğu bir gerçektir. Bu mitolojiye bakarken, fikirlerin maskulin ve feminin tanrıların Neo-Pagan kavramlarına nasıl bağlandığını görmek zor değildir. Antik Yunanistan'ın hem kültürümüz hem de modern dinlerimiz üzerindeki etkisi bugün bile görülür.
(Apollo için hazırlanmış bir sunak.)
26. Irsi Cadılık
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
27. İngiliz Geleneksel Cadılığı
Çok kısa bir tanım yapmak gerekirse, Geleneksel Cadılığın İngiliz gelenekleri ile birleşmiş hali diyebilirim. Her zaman olduğu gibi, cadılık ve Wicca kelimelerinin eşanlamlı olmadığını unutmayalım. Bununla birlikte, Wiccan olmayıp Geleneksel İngiliz Cadılığını uygulayan birçok insan olduğunu bilmek gereklidir.
Birçok pagan, Romalı veya Viking gibiler göçler sonucu İngiltere'ye geldi. "Cadı" kelimesinin şifacı olarak kullanıldığı zamanlardı. Hekimler zenginler içindi. Köy halkı nadiren herhangi bir hastalık için gerçek bir hekime sahip olabiliyordu.Halkın hekimlere paraları yetmediği için kendi kendilerine birbirlerinin hekimleri oldular. Becerikli kadınlar ve erkekler bitkileri ne için kullanacaklarını biliyordu. Aynı şekilde hangi bitkinin hangi hastalığa iyi geleceğini de biliyorlardı. Pek çok İngiliz cadı ve şifacı ailelerine bu bilgileri öğretti ve bilgiler nesilden nesile aktarıldı.
(Genelde bu kitap tavsiye ediliyordu o yüzden buraya bırakıyorum.)
28. İngiliz Geleneksel Wicca
İngiltere'nin New Forest bölgesinden gelen bir dizi Wiccan geleneğini gruplandırmak için kullanılan bir terimdir. İngiliz Geleneksel Wicca terimi, Wicca'nın diğer biçimlerinden ayrı olarak yaratıcının geleneklerini ve uygulamalarını (genellikle aile geleneklerini) tanımlamak için kullanılır. Bunlar; İskenderiye Wicca (Alexandrian Wicca), Algard Wicca, Mavi Yıldız Wicca (Blue Star), Merkezi Vadi Wicca (Central Valley Wicca), Chthonioi Alexandrian Wicca, Gardnerian Wicca'dır. Bu gelenekler arasında en göze çarpan Gardnerian Wicca ve İskenderiye Wicca'dır ancak diğer gelenekler de New Forest tarihinde önemli yer edinir. Ve bunlar, Central Valley Wicca gibi geleneklerle Amerika'ya kadar uzanır. İngiliz Geleneksel Wicca içinde (İngiltere'de sadece "inisiyatif Wicca" olarak adlandırılır), derece sistemi olarak bilinen bir yapı vardır. Birinin birinci derecesi inisiyasyondur (başlatma/kabul töreni) veya Wicca'dan biri olmaktır. İkinci ve üçüncü derece inisiyatifler, daha fazla bilgiye sahip olmak ve yetenekli olmakla ilgilidir. Üçüncü dereceye ulaşmak, bir cadıyı bir tür liderlik rolüne taşır. Ve tüm Wicca meclisleri üçüncü dereceye ulaşmış kişiler ile ve yine onların seçtiği üçüncü dereceler tarafından yönetilir.
29. İsis'in Dostları
İsis'in Dostları, dünya çapındaki tüm kültürlerden, ırklardan ve dinlerden üyelere sahip barışçıl bir toplumdur. Çok dinli, çok ırklı ve çok kültürlüdür. Kendilerini dünyadaki tüm Tanrıçaların dinini onurlandırmaya adamıştır. Olivia Robertson, kardeşi Lawrence Durdin-Robertson ve karısı Pamela tarafından kuruldu. Bu kuruluş başta putperest inanca sahip gibi görünse de aslında tam olarak öyle değil. Olivia Robertson'un 2002'de yazdığı gibi: "İsis'in Dostları tanımındaki bir yanlışlığı düzeltmek istiyorum. Pek çok ülkede 21.000 üyemiz arasında 1000 Pagana sahip olmaktan mutluluk duyuyoruz. Ama aynı zamanda Katolikler, Protestanlar, Budistler, Spiritüalistler ve Hindular da var." Dünyanın her yerinden çeşitli üyeler kendi geleneklerini Dostlar ile birleştiriyor. Tüm üyeler sadece şunu kabul eder: Tanrıça aşk, güzellik ve dürüstlük niteliklerini taşır.
İsis'in Dostları'na ilgiliyseniz nette internet siteleri mevcut. (http://www.fellowshipofisis.com)
30. İskandinav Cadılığı
Norveç, İsveç, Finlandiya gibi İskandinav ülkelerinde uygulanan modern ve geleneksel cadılık çalışmaları için kullanılan bir terimdir. Avrupa'nın başka yerlerinde olduğu gibi, zararlı büyücülüğe olan inanç İskandinav ülkelerinde de yaygındı. Yine de diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha az cadı infazı yaşandı. Cadı avlarının sayısını engelleyen en önemli faktörlerden biri, zararlı büyücülük kavramının geç algılanmasıydı.
Bu konuya ilginiz varsa bölgesel ya da ülkesel olarak araştırma yapabilirsiniz. Ben kendi araştırmamı yaparken Avrupa'dan farklı olarak daha farklı yöntemler ve uygulamalar olduğunu gördüm.
31. İskenderiye Wicca (Alexandrian Witch)
(İskenderiye diyorum çünkü Alexander Türkçeye bu şekilde geçmiştir. Her ne kadar Alexander özel bir isim olsa da bu gelenek bu isimden türetilmiştir, o yüzden İskenderiye diye yazacağım. Yine de Alexandrian demenizde sorun yok.)
İskenderiye Wicca veya İskenderiye Geleneği, Neo-Pagan dini içerisindeki Wicca'nın bir geleneğidir. İngiliz Geleneksel Wicca'nın bir koludur. Alex Sanders (Ayrıca Cadıların Kralı olarak da bilinir.) ve karısı Maxine Sanders tarafından kuruluştur. Pek çok yönden Gardnerian Wicca'ya benzer. Bu gelenek büyük ölçüde Sanders'ın eğitildiği Gardner Wicca'ya dayanıyor ve aynı zamanda Sanders'ın bağımsız olarak öğrendiği Tören büyüsü ve Kabala unsurlarını da içeriyor.
İskenderiye Wicca, diğer geleneksel Wiccan uygulamalarına benzer şekilde, cinsiyet kutupluluğunu vurgular. Bu vurgu, Wicca Tanrıçası ve Tanrısı arasındaki ilişkiye odaklanan Sabbat ritüellerinde de görülebilir. Gardnerian Wicca ile karşılaştırıldığında, İskenderiye Wicca, Modern Cadılık ve Neo-Pagan Ansiklopedisine göre "biraz daha eklektik" dir. Maxine Sanders, İskenderiyelilerin "işe yararsa kullan" tavrını aldıklarını belirtiyor. Araç kullanımı ve Tanrı ile elemental isimler de Gardnerian geleneğinden farklıdır. Skyclad uygulaması veya ritüelde çıplaklık, gelenek içinde isteğe bağlıdır. Eğitim vurgulanır ve Hermetik Kabala ve Enokyan büyüsünden türetilenler gibi tören büyüsü uygulamaları, ritüelin bir parçası olabilir. İskenderiye Meclisleri, dolunaylarda, yeni aylarda ve Sabbatlarda toplanırlar.
İskenderiye Wicca'da, diğer geleneksel Wiccalarda olduğu gibi öğretilerini derece sistemi ile aktarır. Bu derece sistemi "Sadece bir cadı başka bir cadı yapabilir." inancını paylaşıyor. Genellikle "ilk", "ikinci" ve "üçüncü" derece olarak adlandırılan üç başlangıç seviyesi veya "derece" vardır. Sadece ikinci veya üçüncü derece bir cadı başka birine cadılık öğretebilir ve sadece üçüncü derece bir cadı başka birini üçüncü dereceye yükseltebilir. Üçüncü derece birisi "Başrahibe" veya "Başrahip" olarak adlandırılır.
Sanders'ın bir öğrencisi olan Stuart Farrar, İskenderiye Meclisinin çalışmalarına dayanan "Cadılar Ne Yapar?" adlı popüler bir kitap yazdı. Farrar, Wicca olarak uyguladıkları cadılık türüne atıfta bulunur: "Wicca'da bahsettiğim faktörlere çok çeşitli vurgular vardır. Ancak Wicca'nın gücü esnekliğidir. Katı dogma, konformizm ve monolitik organizasyon ruhuna yabancıdır. Wicca'nın temel birimi belirli bir mezhep değil, bireysel Meclis ve onu oluşturan insanlardır. Her Meclisin kendi yolu, kendi karakteri, kendi vurgusu ve kendi katkısı vardır. Gelenek madeni o kadar zengindir ki, her Meclis kendi dikişini çalıştırabilir." -- Stuart Farrar: Cadılar Ne Yapar?(What Witches Do?)
İskenderiye Wicca günümüzde İngiltere, Kanada, İspanya, Güney Afrika gibi pek çok ülkede uygulanmaktadır.
32. İtalyan Cadılığı
İtalyan Cadılığı İtalya'da yüzyıllar boyunca uygulanan bir gelenektir. Ve bu geleneğin içinde Stregheria denilen bir büyü sistemi uygulanır ve İtalyanca karşılığı Segnature'dir. Segnature kelimesi "işaretler" anlamına gelir ve bu büyü sisteminde kullanılan el işaretlerini kapsar. Stregheria'yı uygulayan kişi şifacı veya koruyucu olarak geçer. Stregheria ikiye ayrılıyor: Eski Jenerasyon ve Yeni Jenerasyon. Eski Jenerasyon pratiklerini genelde paylaşmaz ve kendi içlerinde uygulama yaparlar. Yeni Jenerasyon ise daha çok topluma açıktır ve çalışmalarını paylaşmaktan çekinmezler.
İtalyan Cadılığı'na başlarken, eğer İtalyan atalara sahipseniz (her cadının yapması gerektiği gibi) atalarınızı araştırın ve köklerinize inin. Eğer İtalyan değilseniz de basitçe bu kültürü öğrenmekle başlayabilirsiniz. İtalyanca öğrenmek ve İtalyan yemeği yapmak gibi. Yinede bu geleneği daha iyi öğrenmek için Stregheria'yı öğrenmeniz gerektiğini düşünüyorum.
Önerebileceğim kaynak olarak da bu kitabı gösterebilirim. Ben bu kitabı biraz okudum. Hem İtalya'daki cadılığın tarihini hemde işleyişini ve mantığını güzel anlatıyor.
33. Kaos Büyüsü Geleneği
Kaos büyüsü, modern bir büyü uygulamasıdır. Başlangıçta 1970'lerde İngiltere'de geliştirildi ve sanatçı ve okültist Austin Osman Spare'in felsefesinden büyük ölçüde yararlanıldı. Bazen "başarı büyüsü" veya "sonuçlara dayalı büyü" olarak adlandırılan Kaos Büyüsü, diğer gizli geleneklerin sembolik, ritüel, teolojik veya başka türlü yönleri üzerinde belirli sonuçların elde edilmesini vurguladığını iddia eder. Kaos büyüsü, geleneksel okült tekniklerin ve uygulamalı postmodernizmin bir birleşimi olarak da tanımlanır. Kaos büyücüleri akabinde inancı bir araç olarak ele alırlar, genellikle kendilerine özgü büyülü sistemlerini yaratırlar ve genellikle diğer büyülü geleneklerden, dini hareketlerden, popüler kültürden ve çeşitli felsefelerden ödünç alırlar. Kaos kelimesi ilk olarak Peter J. Carroll tarafından Liber Null & Psychonaut (1978) 'da "magic" kelimesiyle bağlantılı olarak kullanıldı ve burada olayların kökeninden ve devam eden eyleminden sorumlu "şey" olarak tanımlandı. Carroll, "Tanrı" veya "Tao" olarak da adlandırılabileceğini söyler ancak "kaos" adı neredeyse anlamsızdır ve dinin antropomorfik fikirlerinden arındırılmıştır. Kaos büyüsü, Thelema veya Wicca gibi diğer okült geleneklerden farklıdır, çünkü mutlak gerçeğin varlığını reddeder ve tüm okült sistemleri, yalnızca uygulayıcının inancından dolayı etkili olan keyfi sembol sistemleri olarak görür. Kaos büyüsü, büyünün doğaüstü bir güç olarak var olup olmadığı konusunda açıkça agnostik bir pozisyon alır; birçok kaos büyücüsü, psikolojik bir modeli olası bir açıklama olarak kabul ettiklerini ifade eder.
Wicca, Kabala veya Altın Şafak gibi büyülü gelenekler, inançları, tutumları, evrenin kavramsal bir modelini, ahlaki bir etiği ve birkaç başka şeyle değişim getirme tekniklerini birleştirir. Kaos büyüsü, tüm bu unsurları sıralama isteğinden büyüdü ve sadece değişimi etkileme tekniklerini geride bıraktı; yani asıl vurgu bir şeyler yapmaktır. Karmaşık kuralları, sembolleri ve benzerlerini ezberlemek yerine farklı tekniklerle desteklemek ve daha sonra sonuçları anlamaktır. Bu "topla ve birleştir (veya kendin yap D.I.Y.)" yaklaşımı, farklı kaos pratisyenlerinin çalışma uygulamalarının çoğu zaman büyük ölçüde farklı göründüğü anlamına gelir. Birçok yazar, okuyucularının kendi tarzlarını bulmalarını açıkça teşvik eder.
Austin Osman Spare'in büyülü sistemi içinde, büyünün, bilinçaltının geçişi yoluyla "Kia" (bireysel insan bilincinin yönleri olan bir tür evrensel zihin) olarak adlandırılan bir şeye olan arzuyu iletmek için semboller kullanarak çalıştığı düşünülüyordu. Dolayısıyla karmaşık Sembolizm sistemlerine ihtiyaç duyuldu. Peter J. Carroll bu modeli Spare'den miras aldı, ancak bireyin bilincine atıfta bulunmak için "Kia" terimini kullandı: "öz-farkındalık kazandıran zor 'ben'". Kia'nın daha genel evrensel bir güç yönünü Carroll, "kaos" olarak adlandırdı. Carroll, "Kaos, yaşamın kendisini tozdan evrimleştirmesine neden olan bir güçtür ve şu anda en çok insan yaşam gücünde veya bilincin kaynağı olan Kia'da yoğunlaşmıştır." der. Kia Kaosla bir bütün haline gelebilir ve büyü elde etmek için iradesini ve algısını evrene genişletebilir. Daha sonra kaos pratisyenleri bu temel işletim sürecinin farklı paradigmalar içinde birden fazla farklı şekilde açıklanabileceğini vurguladı. Örneğin: Bir ruh modeli içinde, bir şamanın işi niyetlerini ruh yardımcılarına iletmektir, onların adına büyü yapar. Bir enerji modelinde, bir büyücü kendi qi/ch'i sini belirli amaçlara yönlendirebilir. Psikolojik bir modelde, bir büyücü bilinçaltını hedeflerine doğru çalışmak için şartlandıracak semboller kullanır. Bir bilgi modelinde, bir büyücü belirli efektler üretmek için bilgiyi altta yatan bir matrise veya alana iletir.
Kaos büyüsü, tüm büyülü tekniklerin özüne kadar inilmesini içeren deneysel bir "kendin yap" yaklaşımı etrafında inşa edildiğinden, herhangi bir büyülü gelenekten gelen herhangi bir uygulama, satanik ritüellerden Wiccan Sabbatlarına, enerji iyileştirmeden Tantrik uygulamalara kadar kaos büyüsü başlığı altında dahil edilebilir. Bununla birlikte, kaos büyücüleri tarafından özel olarak geliştirilen ve geleneğe özgü birkaç teknik de vardır. Çoğu kaos büyüsü tekniği, gnostik durum veya gnosis adı verilen bir şeyi içerir. Bu, bir kişinin zihninin sadece bir noktaya, düşünceye veya hedefe odaklandığı ve diğer tüm düşüncelerin dışarı itildiği değişmiş bir bilinç durumu olarak tanımlanır. Gnostik durum, bilinçli zihnin "filtresini" atlamak için kullanılır. Bu çoğu büyü biçiminde çalışmak için gerekli olduğu düşünülen bir şeydir. Bu tür Zen benzeri meditatif yeteneğe sahip olmak için uzun yıllar eğitim alınması gerektiğinden, kaos pratisyenleri bu duruma ulaşmak için çeşitli yollar kullanırlar. Üç ana gnosis türü tanımlanmıştır: İnhibitör gnosis, trans bir zihin durumuna derin bir meditasyon şeklidir. Bu tip gnosis, yavaş ve düzenli solunum teknikleri, eksik düşünce süreçleri, ilerleyici kas gevşemesi, kendi kendine indüksiyon ve kendi kendine hipnoz teknikleri kullanır. Kullanılan araçlar ayrıca oruç, uykusuzluk, duyusal yoksunluk ve hipnotik veya transa neden olan ilaçları da içerebilir. Kendinden geçmiş gnosis, yoğun uyarılma yoluyla elde edilen bir akılsızlığı tanımlar. Cinsel uyarılma, yoğun duygular, kırbaçlama, dans, davul çalma, şarkı söyleme, duyusal aşırı yüklenme, hiperventilasyon ve disinhibitör veya halüsinojenik ilaçların kullanımı yoluyla ulaşılması amaçlanmıştır.
Kaos pratisyenlerinin kullandığı başka bir teknik de "sigil" yani "mühür"dür. Bir mühür, belirli bir arzuyu veya niyeti temsil eden bir resim veya semboldür. Kaos pratisyeni daha sonra gnostik durumu, mühürü "başlatmak" veya "şarj etmek" için kullanır. Ray Sherwin, "Pratisyen bir arzuyu kabul eder, uygun sembolleri listeler ve bunları kolayca görselleştirilen bir glif haline getirir. Gnostik tekniklerden herhangi birini kullanarak mühürü yeniden canlandırır ve daha sonra, irade gücüyle, mühürü arzu tarafından engellenmeden çalışmaya başlayabileceği bilinçaltına fırlatır." şeklinde ifade eder. Ortaçağ döneminde, bir mühür simgesi şeytan veya melek gibi varlığı ritüel olarak çağırmak için kullanılabilecek belirli bir semboldü. Spare, bu tür doğaüstü varlıkların bilinçaltında sadece kompleksler olduğundan bahseder.
En başından beri, kaos büyüsünün kurucuları, teknikleriyle elde edilecek "sonuçların" senkronizasyonlardan oluştuğunu ve Carroll'un Liber Null & Psychonaut'ta belirtilir: "Tüm büyülü paradigmalar, uzayda ya da zamanda ya da her ikisinde de bir mesafeden bir tür eylemin parçasıdır. Büyüde buna eşzamanlılık denir. Zihinsel bir olay, algı veya irade eylemi, maddi dünyadaki bir olayla aynı anda (eşzamanlı olarak) gerçekleşir. Tabii ki, bu her zaman tesadüf olarak kabul edilebilir, ancak çoğu pratisyen tesadüfleri düzenleyebilmekten oldukça memnun olacaktır."
Esasen, kaos büyüsü, kasıtlı olarak tesadüf dizelerini düzenlemektir. Carroll'un metinlerde açıkça belirttiği gibi, büyülü "sonuçlar"," anlamlı tesadüfler "veya" istenen yönde bir şekilde olası olmayan bir dizi olaydan oluşur." Daha sonra kaos büyücüleri, kaos büyüsü ve senkromistizm arasındaki bağlantıyı daha açık hale getirdiler. Örneğin Gordon White, senkromistizmi Khabala olarak yazıyor: Tekniksel Hermetika nasıl çalışır? Ficino'nun gezegensel ritüel büyü sistemi nasıl çalışır? Basitçe söylemek gerekirse, her ikisi de çalışır, çünkü bazı şeyler diğer şeylerle ilişkilidir.
Semboller tekrarlanır, desenler tekrarlanır, radyoda duyulan sesler hayatınızdaki benzer sonuçlarla ilişkilidir. Bir Animist evren, sembol ve eşzamanlılık dilini konuşur. Senin için, kendisi için, kuşlar için. Bu farkındalık, pratik Khabala veya Tekniksel Hermetika gibi dünyanın dört bir yanındaki büyülü yazışma sistemlerinin kalbinde yer almaktadır. Bu sistemler, evrenin sembolik bir dilde konuştuğunun işaretleridir. Bu nedenle bunları daha geniş bir senkromistik, yani eşzamanlılık bağlamında kullanın.
34. Keltik Wicca
Keltik Wicca, Kelt mitolojisinin bazı unsurlarını içeren modern bir Wicca geleneğidir. Diğer Wicca biçimleriyle aynı temel teolojiyi, ritüelleri ve inançları kullanır. Kelt Wiccanları, geleneksel ya da tarihsel olarak Kelt olandan ziyade, bir Wiccan ritüel yapısı ve inanç sistemi içinde Kelt tanrılarının, mitolojik figürlerin ve mevsimsel festivallerin isimlerini kullanır.
1950'lerde İngiliz Gerald Gardner tarafından kurulan Wicca, aslında Keltik değildi ancak Kelt kaynaklarından bazı etkileri ve ödünç almaları içeriyordu. Kelt Wicca, Gardnerian Wicca'nın uygulayıcıların Kelt olduğuna inandığı yönlerini vurgulayıp, detaylandırırken, daha açık bir şekilde Kelt olmayan yönlerin bazıları (diğer kültürlerden tanrıların ibadeti gibi) da görülebilir. Yazar Jane Raeburn, tarihsel Kelt ile modern Wiccan uygulaması arasında sağlam bir ayrım olsa da, ikisinin "etik" ve "ruhsal gelişmenin" yaşayan bir yolunu oluşturmak için harmanlanabileceğine inanıyor. Carl Mccolman'ın da söylediği gibi, birçok insan cadılık ile Kelt bilgeliğini birleştiren bu maneviyatta, güzelliği ve anlamı buluyor.
Kelt Wicca, hem bir Wicca biçimi hem de Kelt Neo-Paganizminin bir dalı olarak görülebilir. Eklektikten rekonstrüksiyoncuya (yeniden yapım) kadar Neopagan sürecinde Keltik Wicca eklektik bir sondadır: Neo-Druidizmin çoğu biçimi kadar tarihsel olmayan ve kültürel odağı ve tarihsel doğruluğu vurgulayan Kelt Rekonstrüksiyonculuğu ile sıkı bir tezat oluşturuyor.
Tıpkı diğer geleneklerde de olduğu gibi, Keltik Wicca da kendi içinde kollara ayrılıyor: Keltik Cadılık, Amerikan Keltik Wicca ve diğer pek çok gelenek. Araştırmalarınızı ve yolunuzu ararken bunları göz önünde bulundurunuz.
35. Kristal Cadılığı
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
36. Kozmik Cadılık
Kozmik Cadılık, uygulamalarında gezegensel ve göksel enerjiyi kullanan bir gelenektir. Gezegenler, yıldızlar ve ay gibi astrolojik unsurlarla çalışmak bu geleneğin ana temasıdır. Aynı zamanda Ay Cadılığı, Gezegen Cadılığı gibi kozmik uğraş veren gelenekleri de kapsar. Yıldızlar, gezegensel enerjiler ve Ay hayatımızda zaten büyük bir yer ediniyor ve üzerimizde büyük etkileri oluyor. Kozmik cadılar da bu etkileri en iyi şekilde kullanmaya çalışır.
Sabbatlar, gezegen hareketi ile olduğundan Kozmik Cadılar bu mevsimsel döngülere önem verir. Bunun yanında Esbatlar ve ayın tüm halleri rituellerde ve büyülerde önem taşır. Kozmik Cadılar astrolojiyi iyi bilir ve burç yorumu ile fal bakmada iyidir. Büyülerin merkezinde de kozmik unsurlar ve enerjileri ile onlarla bağdaştırılan bitkiler ve kristaller vardır. Yinede klasik büyü mantığımızdan çok da farklı değildir. Mesela kuş otunu bir aşk büyüsünde kullanalım ama büyümüzün adına "Ay Cazibesi" koyalım. Kuş otu Ay ile bağdaştırılır ve kuş otunun da sevgi/aşk üzerinde etkileri vardır. Bu ikisini kombinledik ve ortaya bir Kozmik Cadı'nın yaptığı basit bir büyü çıktı. Gördüğünüz gibi temel büyücülük ve cadılıktan bir farkı yok. Sadece bu gelenekte, daha önce de bahsettiğim gibi, kozmik unsurları cadılık ile birleştiriyoruz.
Geleneğinizin merkezine belirli bir gezegeni veya yıldızı da koyabilirsiniz. Gökyüzünü iyi gözlemleyin. Belki bir gezegen ya da yıldız ilginizi çekecektir. Gezegenleri, yıldızları ve takımyıldızlarını iyice tanımak güzel olacaktır. Hatta teleskop bile kullanabilirsiniz. Bu harika doğal yapılara yakından bakmak eminim çok hoşunuza gidecektir. Herhangi bir gök cismine bakmak ve baktığınız şey hakkında tam bilgiye sahip olmak, gözlem deneyiminizi büyük ölçüde geliştirebilir.
Yaptığınız işten siz sorumlusunuz ve geleneğinizi takip etmek, büyülerinizi daha güçlü hale getirmeye yardımcı olacaktır.
Mevcut gezegensel yerleşimlere aşina olun. Astrolojiyi kullanmak zorunda değilsiniz, ancak hangi gezegenin gökyüzünde olduğunu bilmek, büyülerinizi planlamanıza yardımcı olacaktır. Gezegen enerjilerini çağırmak için mühür kullanın. İlham için gezegen sembollerini ve simya sembollerini de kullanabilirsiniz.
Biraz duygusal rahatlık için Ayın enerjisini yönlendirin. Güneşten ısıtan sıcaklığını isteyin. Pozitifliği çekmenize yardımcı olması için Jüpiter'in büyük manyetik alanını veya yerçekimi kullanın. Maneviyatınıza uyum sağlamanıza yardımcı olması için Neptün'ün enerjisini kullanın. Onların enerjilerine uyum sağlayın ve dengeyi koruyun.
37. Luciferian Cadılığı
Luciferianizm, Lucifer'a eklenmiş temel sembolizm ve niteliklere saygı duyan ve izinden giden bir inanç sistemidir. Peki Lucifer kimdir? Lucifer, Latincede Venüs gezegeninin sabah saatlerindeki halini tanımlamak için kullanılmış isimlerden biridir. Latincede "Lucifer" kelimesi "Işık Getiren" (lux, lucis, "ışık", ve ferre, "getirmek") anlamına gelmektedir ve "Sabah Yıldızı"na yani Venüs'e verilen isimdir. Hristiyanlıkta genellikle Şeytan'ı tasvir etmek için kullanılır. Ayrıca Şeytan'ın oğlu olarak da bilinir. Bu kullanım Kitâb-ı Mukaddes'te (Eski Ahit, İşaya 14:3-20) cennetten atıldığından bahsedilen ve "Gün Yıldızı" ya da "Sabah Yıldızı" olarak bahsedilen meleğin Latincedeki adıdır. Gnostisizmden etkilenen Luciferianizm, Lucifer'e Şeytan olarak değil, bir yok edici, bir koruyucu, bir kurtarıcı, ışığı getiren veya karanlığa rehberlik eden ruh olarak ve hatta Yehova'nın aksine gerçek tanrı olarak saygı duymaktadır. Teistik Luciferianlar, Lucifer'in gerçekte bir Tanrı olduğuna inanırlar. Bununla birlikte, Lucifer'e Yahudi-Hristiyan bir Tanrı olarak tapmazlar ancak bir öğretmen veya bir arkadaş olarak saygı gösterirler, öğretisini takip ederler. Teistik Luciferianlar, Sol El yolunun birer takipçileridir. Diğer geleneklerde tanrılara sunak hazırlanmasından ve adak verilmesinden bahsetmiştim. Ama az önce de bahsettiğim gibi Lucifer'i bir yoldaş olarak görürler dolayısıyla ona sunak hazırlamak yerine saygınızı gösterecek davranışlarda bulunmanız daha doğru olur.
Dışarıdan bakıldığında, Hıristiyan yorumuna dayanan bir felsefe olarak görülmesine ve Satanizm ile ilişkilendirmesine rağmen; Luciferianizm, yalnızca Şeytan figürünü veya Şeytan'ı değil, Sabah Yıldızı'nın çeşitli yorumlarını temsil eden Lucifer'in daha geniş bir sembolizasyonunu temsil eder. Yunanlar ve Mısırlılar gibi eski kültlerde buna benzer inançlar gözlemlenebilir. Bu bağlamda Lucifer, aydınlanma, bağımsızlık ve insanlığın ilerlemesinin bir sembolüdür ve Yunan titan Prometheus, Yahudi Talmud figürü Lilith gibi eski benzer inançlarda bu figürler sıklıkla birbirinin yerine kullanılır.
Luciferianlar genellikle doğal dünyanın korunmasını destekler. Hem sanat hem de bilim, bireyin gelişimi için önemli faktörlerdir ve bu nedenle her ikisine de yüksek bir değer verilir. Luciferianlar, insanların bu hayatta ve her gün, bir önceki günden daha iyi, daha verimli bir şekilde yaşamasını amaçlar. Hem iyiyi hem de kötüyü tanıma, tüm eylemlerin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları olduğunu kabul etme ve kişinin çevresini aktif olarak etkileyebilme becerisini yüceltir.
Luciferian Cadılığında sigil yani mühür büyük bir yer edinir. Büyülerde ve ritüellerde Lucifer'in ve Venüs'ün simgesi kullanılır. Kozmik Cadılıkta da bahsettiğim gibi, geleneksel cadılık uygulamalarından çok farklı değildir. Basitçe Luciferianizm ile cadılığı harmanlıyoruz.
Diğer gelenekler içinde çok fazla araştırma yapmanızı söylemiştim ama özellikle Luciferianizm ve ileriki bölümlerde anlatacağım Satanizm Cadılığı'nda özellikle daha fazla araştırma yapmanızı öneriyorum. Çünkü ortada bariz yanlış bilgiler dolaşıyor ve doğruyu görmenizi isterim. Satanistliği ve beraberinde Luciferian'ı, Hristiyanlığın getirdiği şeytan algısı ve tabiri ile aynı sanan maalesef çok insan var. Zaten bu iki konuyu araştırınca aslında ne olduğunu görürsünüz. Benim istediğim aklınızda yıllardır dolaşan o "şeytan" resminin canlanmaması. Ve maalesef Luciferian Cadılıkta ve Satanist Cadılıkta böyle bir algı var. Hristiyanlığa ya da diğer dinlere ters düşecek yollara gitmek sizi özel ya da havalı yapmaz. Özellikle bu terimleri kullanıyorum çünkü bu kitabı okuyan bir ergen kitle olduğunu biliyorum. Hayatın daha başındasınız ve bilgiye açsınız, biliyorum. Ama lütfen şüpheci olun, körü körüne inanmayın ve araştırın. Sürekli araştırın. Bir önceki bilgi ile yeni öğrendiğinizi karşılaştırın. Aradaki farkları görün ve yolunuza hep bu şekilde devam edin.
38. Melek Cadılığı
Melek Cadılığı, geleneksel pagan tanrıları ve tanrıçaları yerine “çoğu büyü ve ritüelin melek enerjilerine yönlendirildiği” cadılık içindeki nispeten yeni bir yoldur. Ve bu günlerde pek çok insanın, büyü yaparken çalışmak zorunda kalacağı tanrıların ve tanrıçaların evleri olan ata topraklarından oldukça uzakta olduğu göz önüne alındığında, bu yeni yolun gelişmesi mantıklı kalıyor. Bu cadılığın evrimidir.
Melek denilince çoğumuzun aklına ışıktan ve beyaz tüylü kanatlardan oluşmuş insan ve tombul bebekler geliyor. Bu konuda kimseyi suçlayamayız çünkü çocukluğumuzdan beri bu şekilde gördük özellikle de medyada. Belki de tüm bu 16. yüzyıl tablolarındaki masum yüzlü kanatlı yaratıklar yüzündendir. Ya da Google'da 'melek' adı altında bakacağınız fotoğraflar yüzündendir. Melekler enerjiden oluşan varlıklardır ve insan gibi formları ya da belirli, sabit bir formları yoktur (Görünürlerse eğer insanlara göründükleri formlar dışında). Bu yüzden de eğer bu geleneği takip etme kararı alırsanız, önce yapmanız gereken kafanızda, varsa eğer, melek algısını kırmaktır.
(İncil'e göre melekler bu şekilde)
(
Ayasofya'dan bir melek figürü)
Yine Kozmik ve Luciferian Cadılığı'nda dediğim gibi, Melek Cadılığı da geleneksel cadılıktan çok farklı değildir. Burada sadece ilahi enerjilerden yardım almak yerine melek enerjilerinden yardım alınıyor. Bu varlıklar çok sert ve güçlüdür bu yüzden eğer onlardan yardım alacaksanız, hayatınızda bir şeylerin değişmesini istiyorsanız ve işleri ilerletmek için biraz manevi desteğe ihtiyacınız varsa, ciddi olmadığınız sürece Melekleri büyü çalışmalarınıza davet etmeyin.
Melekleri anlama konusunda başlangıç kitabı olarak bunlar öneriliyordu o yüzden buraya bırakıyorum.
(Özellikle bu yazımda sanki bu geleneği takip ediyormuş gibi yazmaya çalıştım çünkü melek gibi varlıklara inancım sıfırdır. Açıkçası yazarken tarafsız olma konusunda zorluk çektim.)
39. Mısır Cadılığı
Cadılık terimini Orta Çağ'dan beri bilsek de aslında çok eskilerde de bu terim kullanılırdı. Milattan Önce Antik Mısır'da cadılar çeşitli teknikler ile çalışmalarını yapardı. Cadılardan korkmak yerine, Eski Mısırlılar onlara saygıyla baktı. Eski Mısır'daki bir cadı, sıradan bir vatandaşın karşılaştığı herhangi bir sorunu çözmek için çağrılırdı. Mısır'da büyüyü kontrol eden insanlar rahiplerdi. Onlar, Tanrılar tarafından insanlara verilen bilginin koruyucularıydı, böylece kaderin olumsuz ellerinden kurtulabilirlerdi. Farklı seviyelerde rahipler vardı ama en güçlü büyüye sahip olan eski sihirli metinleri okuyabilen Lector rahipleriydi. Lector rahipleri, hükümdarı korumaktan ve ölüleri yeniden doğuş yoluna yönlendirmekten sorumluydu. Ayrıca veba, sürüngenler ve böceklerden kenti koruyanlar, şifacı rahipler de vardı. M.Ö. ilk binyılda, büyü artık sadece rahiplerin elinde değildi. Cadılar daha sonra insanlara yardım etmek için büyü yapmaya başladı. Ebelerin ve hemşirelerin, doğum yapanlara ve hastalara yardım etmek için büyü yaptıkları söylendi. Ayrıca, hayalet gibi sorunlar için bilge kadınlara danışılabileceği yazılmıştır.
Zaman ne olursa olsun, büyü Mısır toplumunda önemli bir rol oynamıştır. Kendilerini sihir yeteneğine sahip büyücüler olarak lanse edenler, kendilerini belirli bir Tanrı ile bağlayarak çalışmalarını yaptılar. Onlara güç verecek ve büyünün odak noktası olacak olan bu tanrıydı. Büyü kişiyle sınırlı değildi, Mısırlılar büyüyü düşmanlarına karşı da kullanabileceklerine inanıyorlardı. Sadece düşmanlarına karşı gerçekten kötü büyü yaptıkları biliniyor. Devlet bir düşmanı ya da bir haini cezalandırmak istiyorsa, kişinin adını tablet ya da bağlı figürinlere yazardı. Bu nesneler daha sonra düşmanlarını zayıflatacak bir inançla yakıldı veya gömüldü.
Mısır büyücülüğünün temeli bir dizi kaynaktan gelir. Bir pratisyen simya, astroloji, astronomi, hayvansal ve bitkisel ilaçları bilmelidir. Birini gerçekten yetenekli hale getirmek için bunların bir din dokunuşuyla ve kişisel bir Tanrı ile olan ilişkisiyle bir araya gelmesi gerekir. Rahiplerin, Güneş Tanrısı ile savaşta olan kaos yılanı Apophis gibi ilahi düzenin düşmanlarını lanetleyecek bir töreni de vardı.
Mısırlılar asa kullanımına da yer verdi ve onlara değer verdiler. Başka alemden canlıları çağırmak ve onları çağıran rahibe veya cadıya itaat etmeye zorlamak için kullanıldılar. Yarı dairesel Fildişi asaların M.Ö. ikinci binyılda kullanıldığı bilinmektedir. Bazıları, doğum yapan kadınlar veya hasta olanlar gibi savunmasız olanların etrafında koruyucu daireler çizmek için kullanıldıklarına inanıyordu. Aynı zamanda tılsım ve muskalar da büyü ve koruma için kullanıldı.
Bu geleneğe ilgiliyseniz bol bol tarih araştırmanızı tavsiye ederim. Ayrıca Kemetizm'e de bakabilirsiniz. Bu gelenekte ilerlemek için, Mısır tarihini, kültürünü ve yaşamını özümsemeli, sonra da bunları cadılık uygulamaları ile harmanlamalısınız.
40. Mutfak Cadılığı
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
41. Müzik Cadılığı
Cadısal çalışmalarında seslere ağırlık veren bir cadı geleneğidir. Geçmişte de, bugün de sesler çalışmaların önemli bir maddesi olmuştur. Büyüler, sesler ve müzikle işler. Müzik cadıları büyü metinleri yazar ve söyler, ritim tutar ve farklı ses/müzik araçlarını çalışmalarında kullanır. Günlük yaşantınızda çevrenizdeki sesleri dikkate alın, onları özenle dinleyin. Kuşların sesi, rüzgarın sesi, bir kalp atışının sesi, hepsini belleğinize kaydedin ve seslerle birlikte yaşayın. Bu geleneği takip eden bir cadı sesleri en iyi şekilde bilir ve onları çalışmalarında en iyi şekilde kullanır. Müzik cadıları, büyü, ritüel ve meditasyon yaparken de sesleri kullanır. Halihazırda internette pek çok ses örneği var ancak benim tavsiyem her zaman kendinizinkini yapmak veya bulmaktır.
42. Neo-Pagan Cadılığı
Çağdaş Paganizm, Modern Paganizm, ya da Neopaganizm, modern çağ öncesi Avrupa'daki pagan inanışları başta olmak üzere tarihi pagan inanışlarının devamı olduğunu ya da bu inanışlardan türediklerini iddia eden çağdaş dini hareketlere verilen genel addır. Kendi içlerinde birçok benzerlik barındırmalarına rağmen çağdaş Pagan inanışları tek bir inanç, ibadet şekli ya da kutsal metin etrafında toplanmayıp çeşitlilik gösterirler. Çeşitli çağdaş Pagan inanışları; Slav, Keltik, Cermenik, Letonya, Helenizm, Ermeni, Romen, Kemetizm, Vika, Macar, Litvanya, Estonya, Çerkez, Semitik, Tanrıça tapınması.
Çağdaş Paganizm, tarihsel pratik ile günümüzdeki anlayış arasında sentezlenmiştir ve Hristiyanlık öncesi folklörik ve etnografik kaynaklardan etkilenmiştir. Bugün bu kaynakların Neopaganlarca kullanımı çeşitlilik gösterir. Birçoğu bu dini tamamıyla modern bir anlayışla yorumlarken, bir bölümü de bu dinleri tarihi ve folklörik kaynaklarda gördükleri şekilde canlandırma eğilimi gösterir. Genel olarak politeizm, animizm ve panteizm Pagan teolojisinin ortak unsurlarıdır. Paganların birçok kutlama gününün arasında en yaygın olanları mevsimsel festivaller ve yıl döngüsüdür.
Pagan kelimesi günümüzde de genel bir ad olup, sistemleştirilen öğretiler farklı isimler alıp, birer din oluşturmaktadır. Genel olarak çağdaş paganlar birçok tanrı ve tanrıçanın varlığına inanır. Ayrıca çok sayıda ‘daha alt seviyede’ varlıklara da inanırlar. Bazıları bir yüce varlık’a inansa da, ona insani nitelikler yüklemez. Bu yüce varlık Zeus, Jüpiter veya İslam öncesi çok tanrılı Arap dinlerindeki gibi bir tanrıdansa, Tao veya güç gibi kavramlara daha yakındır. Böyle bir varlığa inananlar olsa da Neopaganizm genel olarak çok tanrılı bir inanıştır ve gezegenle bağlantılı tanrı ve tanrıçalara odaklanır. Neopaganlar kadınların ve erkeklerin eşit derecede kutsal olduklarına inanır. Tanrıları ve tanrıçaları arasında da cinsiyete dayalı bir ayrım yoktur.
Cadılık, farklı dinleri baz alınarak uygulanabilir. Bu gelenekte de Neopaganizm baz alınarak uygulanır. Farklı bir kolundaki dini ya da direk Neopaganizmi takip edebilirsiniz. Neopaganizmin, günümüzde cadılıkta en çok takip edilen kolu Vika(Wicca)'dır.
43. Norveç Cadılığı
Bu konu hakkında internette İngilizce ne kitap ne de kaynak bulabildim. Norveç dilini bilmediğim için de arama yapamadım. Ancak şansıma Norveç'te yaşayan birileri ile iletişime geçebildim. Dediklerini aynen aktarıyorum.
"Böyle küçük ülkelerin özel konularına merak salıyorsanız eğer İngilizce olmayan kaynaklardan araştırma yapmalısınız.
Norveç'in Vikipedia'sında Hekseprosessene (Norveç dilinde cadı avları) durumlarını ölçüyor. Özellikle Norveç'in kuzeyinde çok daha kötü oldu, 91 ölü açıklandı. Bu toplam 3000'lik popülasyonun bir kısmı. Trondheim'ın kuzeyindeki ilçeler, Sami halkının yüksek bir yüzdesine sahiptir, idam edilenlerin %20'si Sami etnik kökenlidir, çoğunlukla noaide (şaman). Daha güneyde ise klasik cadı avı oldu, idam edilenlerin yüksek bir yüzdesi kadındı.
Anne of Denmark and the witches of Copenhagen kitabını okuyabilirsiniz. Norveç'ten İskoçya'ya geçiş gibidir."
"Trolldom kuzeyin uğraşına verilen isimdir ve Amazon'da bu konuyla ilgili kitaplar var. Yine de orjinal dili kullanmak gereklidir. Konu büyüsel metinlere geldiğinde İngilizce'ye çevrildiğinde anlamı çevirirsin ritimi değil. Bu yüzden dili öğrenmek iyidir."
44. Peri Cadılığı
Peri gibi doğa ruhlarıyla iletişim kurulan, onları onurlandıran ve ritüellerinde yardımı alınan gelenektir. Genellikle Yeşil Cadılar bu tür ruhlarla iletişim halindedir. Çoğunlukla peri dostları için Peri Bahçeleri de yaparlar. Bu geleneği uygulayan cadılar doğada fazla zaman geçirirler ve arkadaşları için güzel eşyalar hazırlar. Onları davet etmek ve yaşam alanı sağlamak için bahsettiğim Peri bahçelerini yaparlar.
Bu geleneğe başlarken öncelikle kafanızdaki peri algısını silmelisiniz. Kanatlı, simli periler sadece insanların uydurmasıdır. Gerçek periler çok daha farklı görüntülere ve boyutlara sahiptir. Perilerle anlaşmak hem kolaydır, hem de zordur. Onları kendinize çok iyi dost da yapabilirsiniz, çok iyi düşman da. Söz konusu yaşadıkları orman veya deniz olursa, bu konuda her zaman ciddilerdir ve onlara ters düşecek hiçbir iş yapmamalısınız. (Bir zamanlar onlarla çalışıyordum ve bazen ciddi anlamda çok sert ve gaddar olabiliyorlar. Beni ormandan kovmuşlardı ve bir daha o bölgeye adımımı bile atamadım ;-;) Onların rahatlığını, iyiliğini düşünmelisiniz ve bu tür işler yapmalısınız. Perilerden gelecekle ilgili tahminler ve güzel tavsiyeler alabilirsiniz. Yeterki onlara iyi davranın ve iyi geçinin.
Bir peri kendini her zaman insan gibi varlıklara göstermez. Özellikle toy bir cadıysanız sizi hor görebilirler. Ne kadar deneyim, o kadar diğer varlıklarla iyi anlaşabilmektir. Büyü veya ritüllerinizde onlarla doğrudan çalışamıyorsunuz. Arkaplandan size yardım ederler. Doğrudan pek fazla bir işe karışmazlar. Perileri kendinize çekmek basit adımlarla mümkündür. Sabahları uyandığınızda onları selamlayın ve süt gibi gıdalar bırakın. Periler sürpriz hediyelere bayılır. Bunu yaparak onları evinize ve peri bahçenize davet edin. Başka bir güzel taktik de evinizi her zaman temiz tutmaktır. Periler enerjilerini gölgeleyebilecek yerlere gelmezler. Evinizde bol bol bitki yetiştirin ve atmosferin sıcak, güvenli ve temiz olmasını sağlayın.
Bu kitabı önerebilirim. Sadece Peri Cadılığıyla ilgilenenlerin değil, Orman ve Deniz cadılarının da okuması gereken bir kitap.
Kendi deneyimlerimden yola çıkarak anlatıyorum: Maalesef perilere kendimi sevdiremedim. Çok uğraştım ama söz konusu başka alemlerdeki canlılar olunca onları istemedikleri şeylere zorlayamazsınız. Neyseki bir grup ile anlaşmayı başardım ve o orman bölgesinin korunmasında ortaklaşa hareket ediyoruz.
45. Sanatsal Cadılık
Bu geleneği takip eden cadılar tüm enerjilerini yaptıkları sanata aktarır, onunla yaşarlar. Çizdikleri bir Tanrıça resmi ile ondan yardım isterler. Hayallerini çizerler, şarkı sözüne dökerler, melodi oluştururlar. Onlar sanatı cadılık için, cadılığı da sanat için yaşar. Bir arzuya ulaşmak için enerjilerini sanatlarına aktarırlar ve sanatları aracılığıyla bunu gerçekleştirirler. Aynı şekilde büyülerini ve ritüellerini sanatları ile yaparlar.
46. Satanik Cadı
"Satanizm, Şeytan'ı veya şeytan simgesini yücelten, ve bazı mezheplerinde şeytana tapmayı emreden öğretidir. Baphomet'ın sembolü, daire içerisinde ters yıldız çizilerek ifade edilir. Günümüzde satanizmin en çok kullanılan sembolüdür. Sembolü ilk olarak ortaya çıkaran ateistik satanizmin kurucusu Anton Szandor LaVeydir.
Satanizm, teistik satanizm ve ateistik satanizm (Laveyan satanizm) olmak üzere ikiye ayrılır. "Teistik satanizm" Şeytan'ın ruhani varlığına tapınılan, orta çağ kökenli satanizm türüyken; "ateistik satanizm" Şeytan'ın sembol veya felsefi bir simge olarak kabul edildiği, ve bu simgenin dini inançlar başta olmak üzere; ortak değerlere karşı yüceltildiği satanizm türüdür.
Ateistik satanizm, Amerikalı Macar asıllı Anton Szandor Lavey tarafından kurulan Şeytan Kilisesi ile ortaya çıkıp şekillenmiştir." Bu Vikipedia'nın anlattığıdır.
"Satanizm, Katolik Hristiyanlığa karşı aşırı isyankar gruplar tarafından değişik zamanlarda uygulanmış olduğu söylenen, Şeytan'a tanrı diye tapınma faaliyetidir." Bu da Diyanet'in araştırmalarından bir kesit.
Göründüğü üzere internetteki kaynaklarda aslında Semavi dinlerdeki Tanrı'nın karşındaki en büyük figürün, Tanrı diye tapınmasından bahsediliyor. Yani kötülüğe tapılıyor, çünkü Şeytan, Satan kötüdür bu dinlere göre. Satanizm asla ama asla kedi kesmek, metal müzik dinlemek, siyah giyinmekle alakalı değildir. Türkiye'deki bu algı 99'da tüm ülkeyi hayrete düşüren "Şeytan" adı altındaki cinayet sonucu ortaya çıktı. Ki laik olan ülkemizde Satanist olamıyorsunuz, ilginç. Her neyse konumuz bu değil. Burada Satanizm'i uzun uzun anlatamayacağım çünkü karışık bir konu ve benim fazla bilgim yok.
Satanistlerin kötü olan hiçbir şeyi yapmadığından çokça bahsetmek gereklidir, ki iyilik ve kötülük göreceli kavramlardır. Satanizm inancında ilk öne çıkan unsur tanrı kavramıdır. Onlar şeytan olarak bilinen Satan'ın gerçek tanrı olduğuna inanırlar ve Allah'ın, kaba tabirle, onun tahtını çaldığına inanırlar. Yine onlara göre başta tek bir semavi din vardı ve onun tanrısı Satan'dı. Daha sonra şimdi bilinen Allah adındaki tanrı bu semavi dini böldü, sahte dinler getirdi ve Satan'dan sürekli onu kötüleyerek bahsetti. Satanizmin amacı da bu gerçek tanrıyı korumaktır, çünkü Allah ona iftira atmıştır. Satan mantığın, iyiliğin, ışığın tanrısıdır ki Satan'ın kelime anlamı ebedi gerçektir.
Aşağıdaki video, Satanizm'i yeterince güzel açıklıyor.
Satanik cadılıkta daha önceki geleneklerde de bahsettiğim gibi, Satanizm felsefesiyle cadılık uygulamalarını birleştiriyorsunuz. Cadılığınızı Satanizm öğretileri ve felsefesi ile yaşıyorsunuz. Bu yolda Satan'a diğer tanrılar gibi tapınmayacaksınız, onu bir yol arkadaşı olarak göreceksiniz. Satanizmin kurucusu olan Anton Szandor LaVey'in Satanik Cadı adlı bir kitabı da mevcuttur.
47. Sekülerizm Cadılığı
Sekülarizm veya sekülerizm; toplumda ahiretten ve diğer dinî, ruhani meselelerden ziyade dünya hayatına odaklanılması yönündeki hareket. TDK, sekülerizm kavramına karşılık olarak dünyacılık sözcüğünü önermiştir. Sekülerizm, din merkezli veya dinî öğeleri sosyal, hukuki ve siyasi anlamda tayin edici kılan bir yaklaşımın tersine, bunları sosyal, hukuki ve siyasi kümeden ayıran bir yaklaşımı tanımlar. Çok geniş bir terim olan sekülerizm, içinde birçok farklı akım, tür ve teori barındırır. Seküler kelimesi, dünyevi veya çağa uygun olanı belirtir ve dünyanın nesnel hâlinin göz önünde tutulması demektir. Latince çağ anlamına gelen Saeculum sözcüğünden İngiliz dili için türetilen Secularism (Sekülerizm) Türkçeye laiklik, çağdaşlaşma veya dünyevileşme olarak üç farklı terimle çevrilebilmektedir. Fransa'da laiklik için Laïcité (Laicisme) terimi kullanılmaktadır. Bu terim, somut ve bilimsel olan ile soyut ve dinsel olanın birbirine karıştırılmamasını ifade etmektedirler.
Seküler cadı, çalışmasını din olmadan yapan cadıdır ama bu onlar her zaman ateisttir demek değildir. Seküler cadılar ateist veya agnostik olabilir ya da bir inancı olup bunu cadılıkla birleştirmezler. Tanrı onları çağırmıştır ancak onlar yalnız çalışmayı tercih etmiştir. İlahları reddetmişlerdir ve tamamen kendileri ile çalışmayı tercih etmişlerdir. Ya da henüz din/inanç konusunda bir yola sahip değillerdir ama hala cadıdırlar. Tüm bu bahsettiklerim, bir kişiyi seküler cadı yapar. Yani cadı olmak için pagan olmaya veya Wiccan olmaya gerek yoktur, tekrar söylüyorum cadılık herhangi bir din üzerine kurulu değildir, inanç ve din konusunda her zaman özgürsünüzdür.
Seküler cadı olmak demek, enerjiyi çok iyi kullanmanız gerek demektir. Pek çok cadı ilahların enerjileri ile çalışır ancak seküler cadılar bunu tercih etmediklerinden onlar daha çok evren, gezegen veya kendi enerjileriyle çalışırlar. Bu yüzden enerji manipülasyonu konusunda çok iyidirler.
48. Sol El Yolu, Sağ El Yolu
Okültizm kolları ve dinler bazen iki yolda ayrılır. Batı ezoterizminde Sol El Yolu ve Sağ El Yolu büyüye iki karşıt yaklaşımdır. Bu terminoloji, gizli ve tören büyüsünde yer alan çeşitli gruplarda kullanılır. Bazı tanımlarda, Sol El Yolu kötü niyetli kara büyü veya kara şamanizm ile tanımlanırken, Sağ El Yolu iyiliksever beyaz büyü ile tanımlanır. (Ki ben bunun sadece benzetme olduğunu düşünüyorum.) Diğer okültistler, Sol–Sağ ikileminin sadece farklı çalışma türlerine atıfta bulunduğuna ve mutlaka iyi ya da kötü büyülü eylemleri ifade etmediğine inanarak bu tanımı eleştirdiler. Soldaki yolun, benliğin ve merkezî tablonun reddi, dini otoritenin ve toplumsal tabuların reddi ile ilgili olduğu düşünülmektedir. Sol yol, uygulayıcının gücü ve iradesine odaklanır. Daha yüksek bir gücün var olduğuna inansa da, herhangi bir yüksek güçle şefaat ihtiyacını küçümsüyor. Satanizm ( LaVeyan ve Theistic ) ve Luciferyanizm sol el yolları olarak kabul edilir. Sağ El yolu ise daha tabulara ve kurallara dayalıdır. Biraz daha diplomatik olarak ifade etmek gerekirse, Sağ El Yolu, dogma, ritüel, topluma ve biçimsel yapıya olan inancın yanı sıra daha yüksek bir güç olarak düşünülebilir. Bunların her biri Sol El Yolu dinlerinde bulunabilse de, sağ yoldaki kadar aşırı değildir. Dinlerin büyük çoğunluğu Hıristiyanlık'tan Wicca'ya kadar, sağ yolun bir parçası olarak kabul edilir. Konu cadılığa geldiğinde, bu yollardan birinde yürümek istiyorsanız yapmanız gereken tek şey hangi dinlerin sağ-sol yolu kapsadığını öğrenmeniz ve cadılık çalışmalarınıza o şekilde devam etmeniz gereklidir.
49. Şamanik Cadı
Şaman ya da Kam, ruhlarla insanlar arasında iletişim kuracağına inanılan kişidir. Uygurca’da şaman, “hastalıkları gideren, acıları dindiren, çılgınlıkları, saraları yatıştıran, hastalara ilaç yapan kimse” anlamında, “otacı” diye anılmıştır. Çin kaynaklarına göre, Kırgızlar’da şamanın adı Gan’dır. Altaylılar şamana Kam, kamların yönettikleri törenlere de "kamlama" demişlerdir. Moğolca’da şamanın karşılığı ise Böge’dir. Fakat Orhun Yazıtları'nda ve ele geçen Göktürkçe yazılı metinlerde ne “din adamı” anlamında, ne de “şaman” anlamında Kam sözcüğüne rastlanmadığı gibi, hiçbir belgede şamanlıkla ilgili açıklamalara rastlanılmadığı söylenebilir.
Şamanlık sonradan kazanılan bir görev değildir ; şaman olacak kimsenin, bir şamanın soyundan gelmesi gerekir. Şaman olmak için gerekli belirtileri taşıyan çocuk, belirli bir yaşa gelince eski bir şamanın eğitimine bırakılıp gerekli ön bilgileri edinir. Şamanın denetimi altında bir sınavdan geçtikten sonra şamanlık yetkisi alıp dinsel tören, bayram şöleni, kurban töreni, dua okuma v.b. görevlere başlar. Şaman bu görevler sırasında; her parçası, üzerine takılan her maddesi, her şekli ayrı bir varlığın sembolü olan özel giysiler, külahlar giyer, maske takar ve yine özel bir şekilde hazırlanmış davulunu ya da tefini çalar. Kendinden geçinceye, başka bir deyişle, tanrılarla ve ruhlarla temas sağlayıncaya kadar zıplar, sıçrar, sesler, hayvan sesleri çıkarır, söylenir, yalvarır, yerlerde sürünür, bazen de bayılarak düşer. Şamanın okuduğu “hayır dualar”ına alkış denir, şamandan alkış alan bir kimse dileklerinin yerine geleceğine inanır. Bu konularda en ciddi çalışmalar yapan araştırmacılar; Orta ve Kuzey Asya topluluklarında dinsel yaşamın daha çok “şaman” çevresinde yoğunlaştığını, fakat bu durumun bütün dinsel etkinlikleri şamanın yönettiği anlamına gelmediğini, bazı yerlerde tanrılara kurban sunucuların “şaman” olmadıklarını, aile reislerinin bile bu işi yapabildiklerini, her büyüyle uğraşanın “şaman” sayılmadığını, hastalara şifa vermenin şamanlığın temel özelliklerinden biri olmakla birlikte, her şifa sunucunun da şaman olmadığını öne sürmektedirler.
Şamanizmin bütün çeşitlerinde tanrı-doğa-insan arasında sürüp giden kopmayan bir bağlantının bulunduğu inancına rastlanır. Bu yaygın inanca göre tanrılar insanları yönetimleri altındaki ruhlarla etkilerler: Bir tanrı insana doğrudan buyruk göndermez, gerekli yasakları koymaz. Bütün tanrılar çeşitli maddelerden yapılan eşyalarla tasvir edilir. Bunlar bazı yerlerde altından, keçeden, paçavradan yapılmış olabilir.
Şamanizmde törenler de genel olarak ikiye ayrılmaktadır; belirli günlerde yapılanlar veya önceden belirlenmemiş törenler. Bu törenlerde, çeşitli halkların inanç, gelenek ve göreneklerine göre farklılıklar olmakla birlikte mutlaka kurban adeti vardır. At ve koyun dışında kan akıtılarak sunulan kanlı kurban bilinmemektedir. Kutsal sayılan bir yere, bir değere bir şey sunmak, eşya adamak, şamanın davuluna, kutsal ağaçlara bez bağlama; çeşitli maddelerden yapılan tanrı tasvirlerine (töz, ongon, tangara, eren) yemek sunma, ateşe içki dökme ya da atma, kansız kurbandır. Kansız kurbanların bir başka biçimi de ruhlara adanıp kırlara salıverilen hayvanlardır. Şamanlıkta kurbansız tören de, törensiz kurban da yoktur. Şamanlığın başka bir özelliği de edebiyat alanındaki etkisidir. Orta Asya halklarından Buryatlar arasında şamanlar zengin bir sözlü destan edebiyatının koruyucuları olmuşlardır. Yakutlar’da halkın kullandığı sözcük sayısı 4000’i geçmezken şamanların sözcük dağarcığı 12.000’dir. (Alıntıdır)
Şamanlık ve cadılık neredeyse ilk insanlardan beri var. Zamanla bu ikisi karışmış veya biri diğerinden türemiş olabilir. Günümüzde gerçek şamanlığı öğrenmek her zaman kolay değil ve modern şamanlık da eskisinden daha farklı. Geleneksel şamanlık Sibirya, Grönland, İskandinavya gibi kuzey bölgelerinde varlığını devam ettiriyor. Şamanik cadı diye bir kavram var ama nasıl uygulandığı hakkında bir bilgi bulamadım maalesef. Yine de cadılığın ve şamanlığın birbirinden çok farklı olduğunu düşünmüyorum, neredeyse aynı mantık üzerine kurulu.
50. Şifacı Cadı
Şifacı cadı, adı gibi canlılara şifa veren kişidir. Bu cadılar genelde Yalnız Cadı olurlar ve meclislere üye değildirler. Herhangi bir dine veya inanca mensup olabilirler. Şifacı cadı olmak demek çok iyi bir botanik bilgisine sahip olmak demektir. Hangi bitkiler ne için kullanılır, neye iyi gelir, nasıl yetiştirilir çok iyi bilirler ve doğayla aralarında iyi bir bağ vardır. Genelde köyde veya ıssız yerleşim bölgelerinde yaşarlar.
Şifa vermek sadece bitkilerle olmaz, aynı zamanda çok iyi enerji okumalı ve kendi enerjinizi temizleyip başkalarına şifa olabilmelisiniz. Şifacı cadı çalışmaları Mutfak cadılarınınkine çok benzer. İkiside doğayı ve evi büyülerinin merkezine alır. Ev huzurlu ortamdır ve mutfağın kendisi sihirli bir alandır. Şifacı cadı için evi, kutsal mekandır. Şifacı cadılar vakitlerinin çoğunu şifa büyüsüne ve aroma terapiye ayırırlar. Evleri bir aktar gibi şifalı bitkiler, kurutulmuş otlar ve esansiyel yağlarla kaplıdır. Bir ağrınız varsa, yaralandıysanız ve doktora ulaşma imkanınız yoksa bu kişilere başvurabilirsiniz.
51. Şinto veya Japon Cadılığı
Şinto (Kanji:神道 Shintō, Kami no Michi) veya Şintoizm Japonya'nın yerli, Japonların millî dinidir. Eskiden Japonya'nın resmî diniydi. Sadece Japonya'da ibadetlere katılan 119 milyon kişi vardır. Dünya'nın en eski dinlerinden olan Şinto bir tür animizmdir ve ayrıca şamanistik uygulamaları da içerir. Şinto inancında ibadet edilen ruhlara (tanrılara) "kami" denir. Bu terim hayat için önemli olan rüzgâr, yağmur, ağaç, dağ, ırmak ve bereket gibi anlayış ve şeylerin şeklini alan kutsal ruhlar olarak tercüme edilebilir. Bazı kamiler yerel olup sadece belirli bir yerin ruhu veya koruyucusu iken bazıları büyük doğal oluşumları, nesneleri ve işlemleri temsil ederler (Güneş Tanrıçası Amaterasu gibi). Her kaminin kendine has bir karakteri olduğuna inanılır ve doğadaki her türlü olay kamilerin içinde bulundukları ruh hâllerine göre yorumlanır. Kızgın kamiyi yatıştırmak veya kamiyi yüceltmek için festivaller düzenlenir. Şinto kelimesi iki kanjinin birleştirilmesinden oluşturulmuştur: "神" şin/kami (yani "tanrılar" veya "ruhlar") ve "道" tō/michi (yani "yol"). Yani terim, "tanrıların yolu" (Kami no Michi) anlamına gelir.
Şu anda Japonya'da daha çok barışçı bir din olan Budizm hâkimdir; ancak Budizm, Japon kültürüne yerleşebilmesini Şinto'nun hoşgörülü doğasına borçludur. Bu iki inanç sistemi birbirine o kadar karışmıştır ki bu birlikteliğe "Shinbutsu/神仏" yani "Kami-Hotoke" denilmiştir. Özellikle II. Dünya Savaşı'nda sürdürülmüş olan saldırgan siyasetten kaynaklanan toplumsal yıkımların giderilmesi açısından Japonya'da milliyetçiliğin diğer simgeleri gibi Şintoizm de değer yitimine uğramış ve barışçı, uzlaşımcı nitelikler taşıyan Budizm batılılaşma, liberalleşme eğilimiyle birlikte güç kazanmıştır. " alıntıdır.
Bazıları Şinto dini ile cadılık çalışmalarını birleştirir, bazıları birleştirmez. Bu din ile cadılık çalışması yapılabilir mi hala bir tartışma konusu o yüzden iyice araştırmanızı tavsiye ediyorum. Bu dini cadılığın içine alanlar Kami'lere diğer dinlerin tanrıları gibi tapınmıyor, eğer çalışmaları bu şekilde yaparsanız bu tanrıları rahatsız eder. O tanrılara aynı Japonların tapındığı gibi tapınmalısınız. Zaten Japonlar her ne kadar Meiji dönemimde çok batılılaşmış olsa da tanrı algıları hiç değişmedi. Günümüzde ise Japon olup Şinto dini ile cadılık çalışması yapan biriyle henüz karşılaşmadım, Japonlar da zaten bunu pek tavsiye etmiyor yine de çok az bir kesimin cadı olduğu düşünülüyor. Ancak bazıları da bu dinde cadılığa benzer yönler buluyor. Mesela hikayeleri anlatılan, kötü ruhları avlayıp, iyi olanları dost edinen Miko'lar.
52. Tanrıça Antlaşması (Covenant of the Goddess)
Tanrıca Antlaşması, Wicca pratisyenleri, yalnız Wiccanlar ve yüzden fazla bağlı cadı meclisinin karışık bir geleneksel Wiccan grubudur. Cadılar arasındaki işbirliğini artırmak amacıyla 1975 yılında kuruldu. Ayrıca cadılar ile diğer dinlerin üyeleri tarafından yasal koruma güvencesi vermeyi de amaçlar. Üyeler genelde teoloji ve tanrılara adanmış ritüellere odaklanır. Tanrıçanın Sözleşmesi büyük ölçüde fikir birliği ile çalışır ve tüm üyeler için bağımsızlığı korur. Aktivitelerini internet adreslerinden duyuruyorlar. Aynı şekilde yine internet adreslerinde katılmak isteyenler için başvuru formu mevcut ancak ayda bir kere etkinliklere katılma zorunluluğu ve benzeri kuralları var.
53. Teknoloji Cadılığı
Bu cadılık geleneği gelenekten çok yaşam tarzıdır. Bu geleneği uygulayan cadılar modernizm, teknoloji ve bilim ile içiçedirler. Her dinden veya inançtan olabilirler. Telefonlarında çok fazla cadı uygulaması vardır ve Gölgeler Kitabı'nı Wattpad gibi platformalara veya blog sitelerine yazarlar. Bu cadıları internet cadı topluluklarında sıklıkla görürüz. Teknolojik cadılar tamamen sanal değildirler. Onlar da tıpkı diğer cadılar gibi doğayla bütünleşir, kristal ve bitki kullanır. (Bu yeni bir akım ve gelişime açık, o yüzden yazıyı fazla uzatmıyorum.)
54. Telema Cadılığı
Telema, 1900'lerin başında İngiliz yazar, mistik ve tören büyücüsü Aleister Crowley tarafından geliştirilen ezoterik ve okült bir sosyal veya manevi felsefe ve yeni bir dini harekettir. (Çoğunlukla felsefe başlığı altında anlatılıyor, onaylanmış resmi bir din mi bilmiyorum.)
Telema'nın etiği;
"İstediğini yap" kendi doğru yolunu bul veya takip et demektir.
"Sevgi kanundur, dileklerin altındadır" Telema'nın kanunu sevgidir, sevginin kendisi kişinin gerçek amacını veya "misyonunu" bulmaya ve tezahür ettirmeye yardımcı olur.
"Her kadın ve erkek yıldıztır" yani 20. yüzyıl yaygın kozmolojisinde, iradelerini yerine getiren insanların evrendeki yıldızlar gibi olduğu metaforla ima edilir. Uzayda bir zaman ve ve yer kaplarlar ancak belirgin bir şekilde bireyseldir ve büyük ölçüde diğer yıldızlarla aşırı çatışma olmadan bağımsız bir doğaya sahiptir.
Crowley'nin daha sonraki yazıları, ilgili yorumları ve hermeneutikleri (yorumbilim) içeriyordu, aynı zamanda toplu olarak Telema'nın Kutsal kitapları olarak adlandırdığı ek "ilham verici" yazıları da içeriyordu. Ayrıca Telemik pratiği okültizm, yoga ve Doğu ile Batı mistisizmine, özellikle de Kabala'ya dayanan kavramlarla da ilişkilendirdi.
Telema panteonu kelimenin tam anlamıyla var olan ya da sembolik arketipler veya metafor olarak hizmet eden Tanrı ve Tanrıçaların toplanmasından oluşur. Panteon içerisinde çok fazla ilah vardır, hepsinden önce, Crowley'nin kitabının üç konuşmacısı olan eski Mısır dininden uyarlanmış bir üçlü: Nuit, Hadit ve Ra-Hoor-Khuit da mevcuttur.
Telema ve Crowley'nin düşüncesinin yönleri genel olarak Wicca'nın gelişimine ve bir dereceye kadar modern Papanizmin bir bütün olarak yükselişine, kaos büyüsüne ve Satanizmin bazı varyasyonlarına ilham verdi. Cadılar için gelenek olarak uygulanabilecek güzel bir görüş olduğunu düşünüyorum çünkü cadılığın dinamiğine ve içeriğine uygun. Mesela Telema içerisinde maji de bulundurur, ki bunu cadılar da yapar.
55. Tören Cadılığı
Öncelikle tören büyüsü nedir onu anlatayım: Tören büyüsü (ritüel büyü, yüksek büyü veya öğrenilmiş büyü) çok çeşitli uzun, ayrıntılı ve karmaşık büyü ritüellerini kapsar. Çalışma çok fazla eşya ile de karakterize edilir. Ritüel büyüsünün bir uzantısı olarak görülebilir ve çoğu durumda onunla eşanlamlıdır. Tören büyüsü, Hermetizm ve Batı ezoterizminin bir parçasıdır.
Tören büyüsü genellikle, belirli bir ritüel veya bir dizi ritüel için gerekli olan, kullanım için özel olarak yapılmış veya kutsanmış araçları gerektirir. Pratisyenin psikolojik unsurlarının veya metafizik kavramların sembolik bir temsili olabilirler. Bunlar asa, mızrak, pentagram gibi araçlardır. Ayrıca Enokyan büyüsü de Tören büyüsünün bir parçasıdır.
Bu geleneği uygulayan cadılar ise çalışmalarında merkezi Tören büyüsü olarak alırlar ve en çok yaptıkları büyü budur. Tabi bunun yanında diğer cadı çalışmalarını da yaparlar. Bu konuyla ilgili Amazon'da kitaplar mevcut, ilgileniyorsanız bakabilirsiniz.
56. Türk Cadılığı
Türk cadıları genelde Pagan, Şaman olurlar veya Tengri dinine inanırlar ya da Animistik inançları olur. Türk mitolojisi hakkında bilgi sahibidirler ve çalışmalarında tanrılardan yardım alırlar. Kehanet için Rünik alfabeyi veya kahve falını kullanabilirler. Ekinokslarda Hıdırellez gibi gelenekleri uygularlar. Bu kişiler tam anlamıyla Türk gelenekleri ve felsefesiyle yaşarlar.
Bir kişi Türk Cadılığı geleneğini uygulamak istiyorsa Türk dilini, Türk alfabelerini, Türk kültürünü ve geleneklerini çok iyi bilmelidir ki cadılığa uygulayabilsin. Ancak burada bahsettiğim İslam Türkleri değildir, Türklerin asıl anavatanı olan Orta Asya'daki Türk geleneğini bilmelisiniz. Kısacası köklerinize ve geçmişe inin. Yine de Osmanlı veya Selçuklu geleneklerini uygulamakta da sakınca yoktur.
Osmanlı'da kayda geçmiş cadı avı veya yakılma yoktur bu yüzden de cadılar var mıydı bilinmiyor. Ancak Trakya'da ve çevresinde yerel halkın kötü cadılara karşı aldığı muska tarzı önlemler kayda geçmiş. Kısacası Avrupa gibi geçmişten gelen bir cadı geleneği var mı bilinmiyor, varsa da kayda geçmemiş.
57. Vika Cadılığı (Wicca)
Vika, kendi içinde çeşitli kollara ayrılan, doğa tabanlı, dogmatik olmayan çağdaş bir Neo-Pagan dinidir. Vika inanışına sahip olanlar, kendilerini Vikan olarak adlandırır. Hristiyanlık öncesi Batı ve Kuzey Avrupa geleneklerine dayanır ayrıca Batı Ezoterizmi de içerir. 1950'lerde İngiltere'de Gerald Gardner tarafından oluşturuldu ve zamanla yayılarak özellikle Avrupa ve ABD'de taraftar bulmuştur. Vika, organize bir din değildir ve merkezinde bir lider yoktur. Mezhepler Vika'da gelenekler olarak adlandırılır. Vika, duoteistik Tanrı ve Tanrıça inancı olarak tanımlanır ve Üçlü Tanrıça ile Boynuzlu Tanrı bu inançta yer alır. Bu Tanrı ve Tanrıça genellikle daha büyük bir panteist İlahın farklı tezahürleri olarak görülür. Vika'da duoteizm geleneksel inanç olmasıyla birlikte inançlar politeizmden panteizme veya monizme dek değişebilir. Vikanlar sabbatlar olarak bilinen sekiz mevsimsel tabanlı festivali kutlar. Vikan öğüdü (Wiccan Rede) ve üç katlar yasası Vikan ahlakının temelini oluşturur.
Vikan cadılığı günümüzde modern cadılığı uygulayanlar arasında popüler bir dindir. Katı ve belirli veya kesin kurallara sahip olması da cezbedici bir unsurdur. Vikan cadı olmak da tıpkı diğer dinlerin cadılığında anlattığım gibi, cadılık uygulamalarını Vika ile birleştirmektir. Vika kurallarını, işleyişini ve felsefesini de cadılık uygulamalarında uygularsınız. Ancak şunu da belirtmek gereklidir -çünkü henüz bu ayrımı yapan çok kişi var- Vika başlı başına bir dindir, cadılık değildir. Vikanlar cadı olmak zorunda değildir, cadılar da Vika olmak zorunda değildir.
58. Yalnız Cadılık
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
59. Yeşil Cadılık
Cadı tipleri bölümünde bu konudan bahsetmiştim. O bölüme geri dönüş yapabilirsiniz.
60. Yunan Cadılığı
Bu geleneği uygulayan cadılar, çalışmalarını Yunan gelenekleri ile birleştirir ve Yunan kültürü ile felsefesini uygular. Coğrafi olarak, kültürel olarak, tarih olarak ve dil olarak her türlü bilgiye sahiptirler. Bu gelenek içerisinde Hellenizm dinini de içerir ancak tamamen bu dinin uygulandığı cadılık geleneği ile aynı değildir. Hellenizm cadılığında tanrılar daha ön plandayken Yunan cadılığında kültür ve doğa daha önemlidir. Yine de din bu geleneğin günlük yaşantısında her zaman yer edinir.
Son Düşüncelerim
Gelenekler bir bakıma izlediğimiz yoldur. Yolunuzu bulmak kendinizi bulmakla başlar. Mesela etnik kökeninizi veya cadı akrabalarınız var mı diye araştırın veya ilgi alanlarınızı keşfedin. Hatta dilerseniz kendi aile geleneğinizi dahi oluşturabilirsiniz. Yeterki bilginiz olsun. Cadı geleneğiniz hayatınız boyunca sizinle olacaktır ve sadece cadılık uygulamalarına değil, gündelik hayatınıza da yansıtacaksınız.
Ben burada 60 tane geleneği elimden geldiğince tanıtmaya çalıştım. Buradan sonra size düşen ise kendi fikirlerinize, bakış açınıza ve tarzınıza veya etnik kökeninize uygun olanı seçmek ve bunu cadılık uygulamalarına dökmektir. Her öğretici cadı gibi bende bunun vurgusunu tekrar yapıyorum: Araştırın. Bol bol araştırın. Yıllar geçse dahi bilgilerinize bilgi katın. Cadılığa ilgisi olan ve bu sanatta yeni birisi iseniz lütfen sadece internet kullanmayın. İnternetin nasıl bir yer olduğu belli, bilgiyi doğru kaynaklardan bilhassa ayıklayarak seçin. Yerel halk ile konuşun, kaynak kitaplar edinin, makaleler okuyun. Kısacası okuduğunuz bir cümle ile ya da bir söz ile yetinmeyin.
Cadılıkta kendiniz için koyduğunuz kurallar dışında hiçbir kural yoktur. Takip etmeniz gereken atfedilen bir yol ya da güçlü bir büyü yapmak için yapmanız gereken şeylerin bir sırası yoktur. Cadılık yaşayan bir sanattır ve gelişime açıktır. Cadılığa güvenmek, kendinize de güvenmektir. Ona güvenirseniz neler istediğinizi de keşfedebilirsiniz.
Benim Takip Ettiğim Gelenek
Kökenimizin, yani ırkımızın önemli olduğunu düşünüyorum o yüzden bir cadı kendine gelenek arıyorsa ırkının bölgesinde uygulanan geleneği takip etmeli. (Bunlar sadece benim görüşüm.) Ben bir Gürcüyüm çoğu yerde biz Avrupalı sayılırız ama aslında her şeyiyle kendimize özgü bir coğrafyamız ve kültürümüz var. Ben de genellikle kendi bölgemin cadılığını uyguluyorum, Deniz cadılığı gibi ki zaten bir Deniz cadısıyım. Çoğunlukla Batı(Avrupa) ezoterizmi, okültizmi ve paganlığını uygularım.
Bölümü bitirmeden de bir başlık açayım;
Cadıları Nasıl Bulurum/Nasıl Cadı Arkadaşlar Edinirim?
Öncelikle cadıları bulmak zor değildir, kendinizi yalnız hissetmeyin. Türkiye'de çok fazla cadı grupları var ama onları bulmak bazen zor oluyor ve çoğu aslında Wiccan cadı ve biliyoruz ki hepimiz Wiccan cadı değiliz. O yüzden kendimize uygun cadı grubunu bulmak en azından Türkiye'de zor. Bunun dışında internet cadı arkadaşlarımızı bulmak için harika bir ortam. Tumblr, Witches Amino, Quora, Reddit, Facebook gibi sosyal medyalarda çok fazla cadı grupları ve cadılar var ve onlar size yardım etmekten çekinmezler. Ayrıca Wattpad'de bir cadı meclisi kurdum, orada da cadıları bulabilirsiniz.
*.·:·.☽✧ ✦ ✧☾.·:·.*
Bu yazımı yazarken yararlandığım kaynaklar;
https://www.learnreligions.com/different-traditions-of-witchcraft-2562912
https://exemplore.com/wicca-witchcraft/What-Kind-of-Witch-Witchcraft-Traditions
https://www.britannica.com/topic/witchcraft/The-witch-hunts
https://www.tandfonline.com/doi/abs/10.1080/015587X.1956.9717545?journalCode=rfol20
https://amp.theatlantic.com/amp/article/574393/#aoh=15991326719882&csi=1&referrer=https%3A%2F%2Fwww.google.com&_tf=Von%20%251%24s
https://digitalcommons.andrews.edu/cgi/viewcontent.cgi?article=1361&context=jams
https://encyclopedia2.thefreedictionary.com/African+Witchcraft
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Alt%C4%B1n_%C5%9Eafak_Hermetik_Cemiyeti
http://ezoteriksozluk.blogspot.com/2007/08/altn-afak-hermetik-cemiyeti.html?m=1
http://www.hermetics.org/GD_rehberi.html
https://www.academia.edu/36353901/The_nature_structure_and_role_of_the_soul_in_the_Hermetic_Order_of_the_Golden_Dawn
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Animizm
https://eclecticwitchcraft.com/a-beginner-witchs-guide-to-animism/
https://thetravelingwitch.com/blog/animism-what-is-it-and-how-can-you-use-it
https://aminoapps.com/c/pagans-witches/page/blog/being-an-animist/J87Q_mZrsdul4MVPpPJzowBzjDBoDjn1YgM
https://thehouseoftwigs.com/2018/11/19/animism-spirit-work/
https://aminoapps.com/c/pagans-witches/page/blog/arthurian-archetypes/Z6nj_D58fBu53R8m26L6JogGaw7rD8qEB4M
http://ozhanozturk.com/2018/03/03/astaroth/
https://www.nkfu.com/tanrica-astarte-kimdir/
https://otherworldlyoracle.com/ancestral-witchcraft-tradition/
https://aminoapps.com/c/pagans-witches/page/item/ancestor-work/moP7_DZ8H0I0qLpoe20gG0GjnJdwbr8lEY
https://thewitchguide.com/blogs/the-witchs-guide/10-ways-to-connect-with-your-ancestors
https://kosmosmacerasi.com/v1/2015/06/axis-mundi/
http://www.felsefetasi.org/axis-mundi/
https://en.m.wikipedia.org/wiki/European_witchcraft
https://www.milliyet.com.tr/pembenar/a-nilgun-aktas/cekim-yasasi-nedir-ve-nasil-dogru-kullanabiliriz-1891563
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Law_of_attraction_(New_Thought)
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Chthonioi_Alexandrian_Wicca
https://religer.org/what-happens-after-death-in-chthonioi-alexandrian-wicca/
https://healing-sun-witch.tumblr.com/?amp_see_more=1
https://thetravelingwitch.com/blog/7-ways-to-use-flowers-in-your-magic
https://www.circlesanctuary.org/
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Circle_Sanctuary
https://wicca.wikia.org/wiki/Correllian-Nativist_Tradition
https://cntintensives.wixsite.com/home/about
https://www.britannica.com/topic/Dianic-Wicca
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Dianic_Wicca
https://journals.equinoxpub.com/POM/article/viewFile/17195/15839
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Druid
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Neo-Druidizm
https://witchcraftandwitches.com/types-of-witches/elemental-witch/
https://tr.qaz.wiki/wiki/Modern_Paganism
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Divination
https://www.expressandstar.com/news/Features/2019/05/13/spells-divination-and-astral-travel-meet-the-modern-day-witch/
https://books.google.com.tr/books?id=fRidDwAAQBAJ&pg=PT10&lpg=PT10&dq=divination+witch&source=bl&ots=y4pdy4GBWX&sig=ACfU3U1HCkA1P2r-oLZk4-bk1EfnO9Jzbg&hl=de&sa=X&ved=2ahUKEwjHme7rrtDtAhUFjosKHfCGAHA4ChDoATAFegQIBxAB#v=onepage&q=divination%20witch&f=false
https://salem.fandom.com/wiki/Divination
https://www.witchswap.com/blog/divination
https://the-illuminated-witch.tumblr.com/post/621914932992180224/divination-basics
https://www.twowander.com/blog/rune-meanings-how-to-use-runestones-for-divination
https://enchantedlivingmagazine.com/witch-hands/
https://apnews.com/press-release/newmediawire/lifestyle-coffee-non-alcoholic-beverages-middle-east-beverages-5bd54eb2fc110b78fb70565dbde008fe
https://pin.it/6yndkjf
https://books.google.com.tr/books?id=FSnxlwQV0ccC&pg=PA115&lpg=PA115&dq=gaia+witchcraft&source=bl&ots=vhAE9T9Kuh&sig=ACfU3U28WWCdC6AlmtWJsnKI_gwxGhOpgA&hl=de&sa=X&ved=2ahUKEwiz9qWQ_vftAhVhpYsKHSoUDh8Q6AEwBHoECAkQAQ#v=onepage&q=gaia%20witchcraft&f=false
http://www.earthwitchery.com/gaia.html
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Gardnerian_Wicca
http://www.witchpathforward.com/hellenism.html
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Hellenism_(religion)
https://speakingofwitchwands.net/2018/08/14/understanding-english-witchcraft
https://en.m.wikipedia.org/wiki/British_Traditional_Wicca
https://traditionalwiccans.tumblr.com/
https://wiccanrede.org/2016/01/the-guild-structure-of-british-traditional-wicca/
http://www.fellowshipofisis.com/
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Fellowship_of_Isis#:~:text=The%20Fellowship%20of%20Isis%20(FOI,of%20the%20dawning%20Aquarian%20Age.
https://occult-world.com/witchcraft-in-scandinavia
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Alexandrian_Wicca
https://medium.com/maxine-sanders/what-alexandrian-witches-do-or-the-followers-of-the-old-ways-do-anyway-3177c35209f3
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Stregheria
https://www.researchgate.net/publication/327127917_Witchcraft_healing_and_vernacular_magic_in_Italy/link/5b7b86e24585151fd123de5a/download
https://youtu.be/iI1XkmZLWgE
https://www.patheos.com/blogs/throughthegrapevine/2018/05/italian-witchcraft/
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Chaos_magic
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Celtic_Wicca
https://witchcraftandwitches.com/types-of-witches/celtic-witch/
https://phaesphore.tumblr.com/post/150285936464/cosmic-witchcraft-101-where-to-start
https://auricwitch.tumblr.com/post/180142780032/cosmic-witch-starter-pack
https://aminoapps.com/c/pagans-witches/page/blog/what-is-a-cosmic-witch/moP7_DZ8HkuepqbjYPlmgV7PY1ZX47q4gP6
https://aminoapps.com/c/pagans-witches/page/item/beginners-guide-to-cosmic-witchcraft/7eop_a5jCNI4Q4GQLE81g11M2JZYLxxdRnN
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Luciferianizm
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Lucifer
https://numerologist.com/magick/angels-magic-hell-yeah-heres-what-you-need-to-know-about-angelic-witchcraft/?utm_source=pinterest&utm_medium=kat&utm_term=&utm_content=&utm_campaign=blog
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Kemetism
https://historycollection.com/truth-witchcraft-ancient-egypt/
https://www.tumblr.com/tagged/music+witch
https://ohmterra.com/what-type-of-witchcraft-do-you-practice/
https://www.spelwerx.com/music.html
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Neopaganizm
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Satanizm
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/Sek%C3%BClerizm
https://aminoapps.com/c/pagans-witches/page/item/guide-to-secular-witchcraft/o3Pw_4vDhoID6noVJJ7vYpmwDnzj6Qxd5KY
https://tr.eferrit.com/sol-el-ve-sag-el-yollari-nelerdir/
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Left-hand_path_and_right-hand_path
https://www.learnreligions.com/left-hand-and-right-hand-paths-95827
https://curatorsintl.org/intensive/proposal/the-left-handed-path
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/%C5%9Eaman
https://medium.com/fwrd/cultures-magic-witchcraft-and-shamanism-1797ed419efa
https://tr.m.wikipedia.org/wiki/%C5%9Einto
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Covenant_of_the_Goddess#:~:text=The%20Covenant%20of%20the%20Goddess,affiliated%20covens%20(or%20congregations)
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Thelema
https://en.m.wikipedia.org/wiki/Ceremonial_magic
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, Cilt 13 Sayı 2 Güz 2010 "Korkunun Kadınları: Cadılar ve Cadıcılık" Sayfa 55
https://de.m.wikipedia.org/wiki/Wicca
*.·:·.☽✧ ✦ ✧☾.·:·.*
Yorumlar
Yorum Gönder